[Gelistirici] [paketler-commits] r63364 - 2009/devel/util/misc/tidy

Akın Ömeroğlu akin at omeroglu.net
20 Nis 2009 Pzt 12:45:24 EEST


>
>
> Bunun kulaga ne kadar sacma geldiginin farkindasin degil mi?
>

Açıkçası uzmanlığın olmadığı bir konuda çıkıp bir şeyin saçma olduğuna
kanaat etmen ve e-postanın gerisini okumadan hemen yorum yapman kadar saçma
gelmedi bana söylediğin. Bilgisayar dünyasından farklı olarak bizim
evrenimizde işler sizin beklediğiniz kadar determinist gitmez ve kimsenin de
KISS (Keep it simple stupid) kuralından da haberi yoktur. Bu sebeple
kelimelerimi dikkatle seçerek yazdığım bir konuda kısa bir yorumla
geçiştirilmeyecek bir cevap alma niyetinde olduğumdan okuyacak vaktin olursa
neden böyle söylediğimi aşağıda biraz da olayı baştan itibaren alarak
açıklamaya çalışayım.

Fikri mülkiyet hukukunda eser tipleri daha önceden kanunlar ve uluslararası
anlaşmalar tarafından belirlenmiştir. Bu sebeple eğer bir ürün kanunda
yazılan eser gruplarının birinin içine girmiyorsa fikri eser olarak kabul
edilmesi mümkün değildir. Bilgisayar programları geçtiğimiz yıllara kadar bu
eser gruplarından birinin içine yazılmadığından eser statüsünde değildi ve
eser olarak kabul edilene kadar haksız rekabet hükümlerine göre
korunmaktaydı. Bugün artık 3. dünya ülkelerinde bile bu koruma sağlandığı
için bundan sonra bilgisayar programlarının korunmasına ilişkin olarak
kullanacağımız temel hukukun fikri mülkiyete ilişkin kurallar olacağını
söyleyerek önce hangi hukuk düzleminde olduğumuzu belirleyelim.

Ülkemizde 5846 sayılı kanunla sağlanan bu hukuki düzlem bazı aksaklıklarla
beraber tarafı olduğumuz uluslarası anlaşmalara en azından bizi ilgilendiren
konularda uyumlu olduğundan dışarıda öyle / içeride böyle gibi bir tartışma
yapmayacağız.

İlim edebiyat eseri sayılan bilgisayar programları borçlar kanunda genel
kural olan sözleşme serbestisi kapsamında tarafların anlaşması halinde
herhangi bir lisansla dağıtılabilmektedir. Bu sebeple GPL'de en nihayetinde
tarafların üstünde anlaştıkları bir belgedir. Şimdi o zaman elimizde kanunun
hükümleri ve bizim aramızda kural olarak kabul ettiğimiz GPL hükümleri
bulunmaktadır.

İlk kaynak olan kanuna baktığımızda bilgisayar programlarının korunduğunu
görmekle beraber bir de işleme eser diye farklı bir eser türünün sayıldığını
görmekteyiz. Kısaca işleme eser nedir diye incelediğimizde ise işleme eserin
bir başka eserden istifade sureti ile vücuda getirilen ve onu vücuda getiren
kişinin hususiyetini (bir başka deyiş ile fikri çabasını) taşıyan eserdir.
Örneğin Dagon adlı kitabın İngilizce'den dilimize tercümesi bir işleme
eserdir. Çünkü kitabın Türkçe çevirisi ile oluşan eser aslında H. P.
Lovecraft'ın Dagon adlı kitabından istifade etmekte ama buna rağmen çeviriyi
yapan Dost Körpe'nin de çeviri üstünde fikri bir çabası olduğundan bu
çabanın da korunması için eser işleme eser olarak kabul edilmektedir. Kanuna
göre bir eserin işlenmesi hakkı o eserin asıl sahibine aittir. Yine kanuna
göre asıl eser sahibinin haklarına zarar vermemek kaydı ile işlemenin eser
olarak sayılması ve ona bağlı hakların işleyene ait olduğu kanunun açık
hükmüdür.

Şu ana kadar ne öğrendiğimizi özetleyelim. İşleme eser bir eserden istifade
edilerek yapılan eserdir ve asıl eser sahibinin izni olması durumunda işleme
eserin sahibi onu işleyendir.

Bu noktaya kadar her şeyi anladıysak artık asıl konumuza gelelim ve neden bu
kadar işleme eser anlattığımızı söyleyelim. GPL'in Türkçe çevirisinde bu
nokta tam olarak iştikak etmek diye çevrilmesine rağmen bizi bağlayan
İngilizce sürümüne göz attığımızda işleme eseri neden anlattığımızı
bulabilir.

and a "work based on the Program" means either the Program or any
derivative work under copyright law:

 Demek ki yazılımı temel alan program aynı zamanda telif kanunları
kapsamında kabul edilen herhangi bir işleme olabilmektedir. Resmi olmayan
çeviride ise bu kısım *"Yazılımı baz alan ürün", ise Yazılım veya telif
kanunu altında Yazılım'dan iştikak etmiş *diyerek yer almıştır. Bu durumda
GPL ile lisanslanan bir yazılımı temel alan başka bir yazılım yaparsam bu
durumda ben bu eseri işlemiş sayılacağım. İşleme hakkının eserin ilk
sahibine ait olduğunu da söylemiştik. Şimdi bir bakalım GPL buna izin
veriyor mu?

Lisansın ikinci bölümüne baktığımızda bize sarih bir cevap verdiğini görem

  2. You may modify your copy or copies of the Program or any portion
of it, thus forming a work based on the Program, and copy and

distribute such modifications or work under the terms of Section 1
above, provided that you also meet all of these conditions:

Görebileceğin üzere burada yazılımı temel alan bir eserin yukarıda ve
aşağıda belirtilen şartlara uygun olarak işlenebileceğini ve bu işlemenin bu
lisansa uygun olarak tekrar dağıtılabileceği konusu belirtiliyor. Bu durumda
sonuç olarak nereye geliyoruz demek ki GPL'in 2. bölümünde bulunana özel
şartlara uyarak GPL ile lisanslanan bir yazılımı alıp işleme ve bu işleme
neticesinde kanuna göre yeni bir eser sayılan asıl programı temel alan
programı dağıtma hakkımız var. Özel şartlara bir göz atacak olursak asıl
eserin ne zaman değiştirildiği ve hangi kısmının değiştirildiğinin
gösterilmesi ki bunu sürüm takip sistemleri elektronik posta listeleri gibi
araçlarla zaten yapıyoruz ve GPL'i GPL yapan bu yeni eserin de GPL ile
dağıtılması kuralı gibi kurallar göreceğiz. Sanıyorum bu noktaya kadar zaten
olduğundan emin olduğun ve her gün belki üstünde düşünmeden yaptığın şeyin
ne olduğunu açıklama şansım oldu.

Şimdi artık istersen olayımıza geri dönelim. Elimizde 3. revizyonuna gelmiş
olan ve her revizyonu farklı bir kişi tarafından mevcut güncel sürümü
değiştirilerek yapılan bir yazılım olsun. Bu yazılıma katkıları da sırası
ile X, Y ve Z yapmış olsun. X ilk revizyonu yaparak programı ilk yazan ve
GPL ile lisanslayan kişi olsun. Y beğendiği bu programa yeni bir özellik
katmak ya da başka bir programla çalışabilmesini sağlamak maksadı ile kod
katkısı vererek ikinci revizyonu yaptığı anda olan şudur:

Y, X'e ait olan eseri GPL'de belirtilen şartlara uygun bir biçimde
işlemiştir ve yeni bir eser oluşturmuştur. Bu işleme eserin hakları
kendisine aittir ama kanunun açık hükmü gereği bu haklar hiç bir zaman X'in
haklarını ihlal edemeyeceğinden ve GPL de bu karineye dayanarak hazırlanan
katı bir lisans olduğundan Y bu esere ait haklarını GPL'in kapsamının bir
adım dışına çıkamadan kullanabilecektir. Z ise 2. revizyonuna gelmiş
programı kullanarak yeni bir eser yarattığı anda ise artık sadece X'e değil
ama Y'ye de ait olan programı işlemektedir. Bu durumda programın dördüncü
revizyonunda ise artık eser hem X, hem Y hem de Z'ye ait olacak şekle
gelmiştir.

Bu üç kişinin yaptığı programın başında sadece birine ait telif bilgisinin
yazması programın sadece o kişiye ait olduğunun ya da diğer katkıcıların
haklarının bu telif satırında adı yazan kişiye devrolduğu ya da buna ilişkin
aklına gelecek herhangi bir ihitmale yol açmamaktadır. Daha sarih bir
anlatımla bu kişinin oraya telif bilgisi yazmasının tek anlamı burada benim
DE (tekrar dikkat sadece benim değil) bazı haklarım var demesi anlamına
gelmektedir.

İşin hukuki boyutu bundan ibaret. İlk e-postanda yazdığına bakacak olursak
Mustafa'nın telifini Tübitak'a bağışlaması gibi bir konudan bahsetmektesin.
Açıkçası bu kanaate nereden ulaştığını gerçekten merak etmekteyim. Bir
eserin haklarının devredilmesi için gereken şartların ne olduğuna ilişkin
geçtiğimiz geliştirici toplantısında konuştuklarımızı hatırlamamak bir yana
bir kişinin kendine ait olan hakkının bir başkası tarafından hak sahibinin
izni olmadan devredilmesinin nasıl mümkün olacağını da açıklamanı rica
edeceğim.

Lütfen ukalalık yaptığımı düşünme sonuçta hepimizin ilgi alanı farklı ve ben
nasıl burada okuduklarımından bir şeyler öğreniyorsam bildiklerimi de
anlatmaya çalışıyorum.

Glibc olayında anlaşılmadığını düşündüğüm nokta ise şu yönde sanıyorum.
Elbette glibc'ye yaması giren x'in bunun telifinde adım yazsın gibi bir
istemde bulunması düşünülebilir ama buraya ismini yazsa bile az önce
söylediğim gibi bu ne diğer kişilerin telif haklarını etkiler ne de ismini
yazan kişiye ailesine, sevdiklerine bakın burada ismim yazıyor demenin
vereceği mutluluktan daha fazla bir avantaj sağlar. Bunları engellemek için
büyük projeler geliştirici sözleşmeleri yapıp bunları önceden belirliyor ve
her geliştirici ile bu sözleşmeyi yapıyor ve işler bu şekilde yürüyor.
Sonuçta uzaklarda bir yerlerde SVN kayıtlarımız var ve satır satır kimin ne
yazdığı kimin ne eklediği ne çıkardığı tamamen kayıt altında.

Şimdi konunun hukuki yanını çözdüğümüze göre bunun etik yanlarını hukuki
olmayan kısımlarını tartışabiliriz. Bu söylediklerim yukarıda söylenenlerin
dışında kalır ve ayrı bir konudur. Tartışılır, karara bağlanır, politika
olur.


> Bu hukuksal konulari surekli tirmalamak zorunda kalmak benim icin
> son derece sikici (senin icin olmadigini tahmin etsem de).
>
Keske boyle
> "petty" kaygilar olmasa da, ozgurce yapmaya calistigimiz katkilarimizin
> haklarini savunmak zorunda kalmasak.
>

Emin ol bütün sabahımı bu cevabı yazmaya ayırmak benim için de son derece
sıkıcı. Zaten kaybolmayan bir hakkı savunman nedeni ile sana sıkıcı geliyor
olabilir yazdıkların belki ama diğer yaptığın tüm işler bir yana sadece
benim muhtemelen suya bu gaka guk dediğim zamanlardan beri özgür yazılım
geliştiren biri olarak bu işin yazılım geliştirme kültürünü geliştirmek
kadar bunun hukuki alt yapısını ve etiğini de geliştirmeye çalışmak benim
olduğundan çok senin görevin diye düşünüyorum.

Eğer varsa imla hatalarım kusura bakmayın. İlgilendiğiniz ama anlamadığınız
kısımları daha açık anlatmaya çalışabilirim daha ayrıntılı bilgi her zaman
Ünal Tekinalp'in Fikri Mülkiyet Hukuku kitabı ile Mustafa Aksu'nun
Bilgisayar Programlarının Fikri Mülkiyet Hukuku'nda Korunması adlı
kitaplarında bulunabilir.
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://liste.pardus.org.tr/gelistirici/attachments/20090420/af025ebb/attachment-0002.htm>


Gelistirici mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi