[Gelistirici] [paketler-commits] r39609 - playground/caglar/kernel/kernel/files

S.Çağlar Onur caglar at pardus.org.tr
30 Oca 2008 Çar 20:38:59 EET


30 Oca 2008 Çar tarihinde, Erkan Tekman şunları yazmıştı: 
> > Analizine katılmıyorum, bu upstream ile halayın sonucu değil, bu bilakis
> > dağıtımın politikasının sonucu. Eğer _her durumda stabilite_ diyen bir
> > kullanıcı kitlemiz varsa adımız "Pardus Enterprise" olmalı süreçlerimiz
> > de buna uygun hale getirilmeli v.s v.s v.s.
>
> Ben de bu analize katılmıyorum: Kullanıcı kitlemiz "dün çalışan bugün de
> çalışsın" diyor olabilir ve de Enterprise ile uzaktan ve dahi yakında
> hiçbir ilgisi olmayabilir. Ürünün de Enterprise ile ilgisi olmayabilir. Şu
> anda tahminen 50 bin kişi kullanıyor diyoruz Pardus'u, inşallah... Ama eğer
> 2008 sonunda tanıtım ve diğer çalışmalarımız başarılı olur da 200 bin kişi
> kullanır, 2011'de de allahın izniyle bir milyonuncu kullanıcıyı eklersek
> hala aynı şeyi söyler olacak mıyız? "Bugün böyle, yarına allah kerim, neler
> çalışır neler çalışmaz belli olmaz" demek bu kadar mı kolay? O zaman nerede
> özgür yazılım geliştirme ve üretim sürecinin üstünlüğü, sağda solda
> bahsettiğimiz açık kaynak yoluyla elde ettiğimiz güvenlik, kararlılık ve
> esneklik?

Duruma ben bu açıdan bakmıyorum. Özgür yazılım geliştirme ve üretim sürecinin 
üstünlüğü ile bir dağıtımın ortaya koyduğu bir ürünün kararlılığını bir arada 
değerlendirmek doğru gelmiyor bana, bir kere bunlar farklı şeyler.

Upstream n sürümünden n+1 sürümüne giderken bir takım geliştiriciler ile 
birlikte geliştirilen sürümünde de test edildiğini _varsayıyor_ fakat n+1 
sürümü duyurulana kadar _neredeyse kimse_ test etmiyor.

n+1 duyurulduktan sonra bunu kullanan ve hata bulanlar upstream'e bildiriyor, 
n+2 çıkana kadar bu sorun bir seri yeni özellik ile upstream depolarına 
giriyor, gene n+2 çıkana kadar kimse test etmiyor, bu seri başa dönüyor.

Burada özgür yazılım geliştirme ve üretme süreci başarılı çünkü bir sürü 
insanı sürece dahil ediyor, aslında çok yavaş işliyor görünse de hızlı 
müdahele şansı veriyor (win'de halen çözülmemiş SSL problemleri var 3 
senedir) özetle özgür yazılımların bildiğimiz avantajları işte.

Fakat bu çıkan n, n+1 ve n+2'nin _her durumda kararlı_ olduğunu, geriye uyumlu 
olacağını veya ilerde değişmeyeceğini garanti etmiyor (hatta GPL metni her 
türlü garantiden feragat ile başlar :P)

n, n+1 ve n+2'nin kararlı olduğunun veya kararlı olması için gerekli özellik & 
değişiklik kümesinin değerlendireleceği yer ise dağıtım. 

> Bu dediğimiz şey, dağıtım politikasının değil, güncelleme ve test
> politikamızın bir sonucu. Dağıtım politikamız, tam tersine, kestirilebilir
> ve güvenilir bir işlevsellik ve tutarlılık hedefliyor; benim bildiğim
> kadarı ile.

Dağıtım politikası dediğim şey de burada (yukarıda) başlıyor, eğer dağıtım 
olarak _her durumda kararlı_ kalmayı tercih ediyorsak sadece güncelleme 
değil, güvenlik, test, hataya müdahele, müşteri veya kullanıcı ihtiyaçlarına 
cevap verme noktasında şu an olduğundan çok daha farklı kararlar almak ve 
uygulamak gerekiyor.

Enterprise dağıtımlar (hepimizin bildiği gibi) politika olarak basitçe "şu şu 
ve şu donanımda çalışır ve bu çalışma garanti edilir. Bunlar üzerinde 
çalışırken şunu ve şunu sağlar, bu ve bunu desteklemezken, desteklediğimiz o 
ve onların örneğin 5 sene değişmeyeceğini" garanti ediyorlar.

Biz "şu an şu şu şu donanımda çalışıyoruz ama ilerde çalışır mı bilmiyoruz, 
bunlar üzerinde çalışırken şunu ve şunu sağlıyoruz. Şunları desteklemiyoruz 
ama belki ilerde şu ve şununla desteklemeye başlarız, hatta belki şu donanım 
da desteklenir, şu an platform bu iyi niyetimiz ile değiştirmemek 
gayretindeyiz fakat değişirse üzülmeyin" gibi yaşıyoruz.

Bu hali ile "allah kerim"den bir basamak üstte ama "kestirilebilir ve 
güvenilir bir işlevsellik ve tutarlılık"dan bir kaç basamak altta duruyoruz.

Daha öncede söylediğim şey bu aslında; durduğumuz nokta aslında karaktersiz 
bir nokta, Enterprise ciddiyetinde (enterprise ciddiyeti diye bir kavram 
varsa  işte) ama herhangi bir diğer dağıtım gibi hareket etmek daha önce 
Redhat ve SUSE'nin denediği ve sonunda OpenSUSE & Fedora'nın ortaya çıkmasına 
sebep olan basamak diye.

Ve evet güncelleme ve test süreçlerimiz sorunlu ama bunları çözmek için de 
kolay çözümler görmüyorum. Süreci yavaşlatmak arkasında atıl bir dağıtım 
bırakacak, testleri sıklaştırmak elimizdeki imkanlar ile olası değil 
(elimizdeki imkanlardan kastım elimizde bir microsoft veya suse veya redhat 
test lab.'ı ve bizle çalışan donanım üreticisi yok)

O yüzden deprem dede gibi "sorunlar ile yaşamayı öğrenecek ve minimumda tutmak 
için elimizden geleni yapacağız, ama bu Pardus'un bir gerçeği. 3 gün sonra da 
olabilir 30 yıl sonra da" diyerek e-postamı bitiyorum :)

-- 
S.Çağlar Onur <caglar at pardus.org.tr>
http://cekirdek.pardus.org.tr/~caglar/

Linux is like living in a teepee. No Windows, no Gates and an Apache in house!
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: kullanılamıyor
Type: application/pgp-signature
Size: 189 bytes
Desc: This is a digitally signed message part.
URL: <http://liste.pardus.org.tr/gelistirici/attachments/20080130/9d19f754/attachment-0002.pgp>


Gelistirici mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi