[Dernek] Ortaya karışık!

---------

New Message Reply About this list Date view Thread view Subject view Author view Attachment view

From: Mert Uzbaşlı (mert@bunalmis.com)
Date: Tue 31 May 2005 - 19:19:45 EEST


Selam,

Bence önce sorunu güzelce analiz edelim. Bilgi sahibi olmadan fikir
sahibi olmayalım. Ortada bazı gerçekler var. Nedir bunlar? Birincisi
LKD gerçekten büyük işler yapıyor. (Yapılanların ne kadar doğru, ne
kadar gerekli olduğu ayrı bir konudur) İkincisi bu büyük işler tek
başlarına gerçekleşmiyorlar. Üçüncüsü bu büyük işleri yapan belli sayıda
insan var. Dördüncüsü her ne kadar dernek çalışma gruplarına ayrılmış
olsada her sene insanlar değiştire değiştire başka bir cg için ve
genelde birden fazlası için çalışıyorlar. Beşincisi ki bu çok önemli,
aynı özgür yazılımlar gibi bu dernekte de bir bilgi paylaşımı ve
aktarımı mevcut. Ben buna tecrübenin devri diyorum. Herkesin kabul
edebileceği gibi çok çalışanlar çok konuşanlara oranla daha tecrübeli
olurlar.

Şimdi dernek hakkında çok konuşup, dernek için az çalışan herkesin biraz
empati kurmasını rica ediyorum. Durum aynen şudur. Boş zamanlarınızın
tamamını LKD'ye ayırıyorsunuz. Normalde yapmayacağınız işler yapıyor,
gitmeyeceğiniz şehirlere gidiyor, görüşmeyeceğiniz insanlarla
görüşüyorsunuz. Az uyuyor deli gibi e-posta trafiği yaşıyorsunuz.
(yaşamaktan kastım her postayı tektek okumak herbiri üzerine ayrı ayrı
kafa patlatmak) Seminerdi, fuardı, şenlikti, işinizden okulunuzdan
aldığınız izninizi harcıyorsunuz. Bilmediğiniz şehirlerde geziyor, iş
bitirmeye çalışıyor, resmi yazışmalar hazırlıyor bir yandan da soru
soran insanlara cevap veriyor, yönlendirilmeye ihtiyacı olanları doğru
yöne yönlendiriyorsunuz. Yardıma ihtiyacınız olduğu zaman yardım
çağrısında bulunuyorsunuz, bazen yardım buluyorsunuz ama bazen insanlar
bunu "yüksek mertebeden bir emir" gibi algılayıp size kızıyorlar.
Gelecek nesillerin rahat etmesi için belgeler, etkinlikler için
duyurular, bilgilendirici yazılar hazırlıyorsunuz, bunları web
adreslerinizde ve e-posta listelerinde duyuruyorsunuz. Takip eden 10 gün
içerisinde halihazırda yapmış olduğunuz açıklamaları okumaya üşenen,
yada okuduğunu anlayamayan bir grup insanın benzer sorularına sabırla ve
nezaket kurallarını koruyarak cevap yazıyorsunuz. Arada vakit
bulamadığınız için cevap yazamadığınız birkaç kişi yine size kızıyor,
hesap soruyor. Bazı konularda yardım edeceğini beyan eden insanlar sizi
yarı yolda bırakıyor ve devrettiğinizi düşündüğünüz bir sorumluluk son
anda yine omuzlarınıza biniyor. Olsun diyorsunuz yolunuza devam
ediyorsunuz. Herşey olup bitiyor ve insanlara empoze etmeye çalıştığınız
özgürlüğü arkasına alan insanlar çıkıp "şu olmamış, bu olmamış, bu zaten
gereksizdi, şöyle olsaydı daha iyiydi, sizin g.tünüz kalkmış" tarzında
mesajlar ile özgür iradeleri ile fikirlerini beyan ediyorlar. Siz
olsaydınız bu tarz eleştrilere ne derdiniz? Üstelik ne harcadığınız
zaman, ne harcadığınız emek, ne de insanların kaprisini çekmeniz için
herhangi bir maddi kazanç sağlamıyorsunuz. Yine de insanlar yeterince
bilgi sahibi olmadıkları için böyle konuşabiliyorlar diyorsunuz ve
oturup içten bir açıklama yazmaya karar veriyorsunuz.

Şimdi lütfen kimse çıkıp itiraz etmesin. Durum budur. İnanmayan
deneyebilir, bizzat tecrübe edebilir. Kullanması gibi denemesi de
bedava. (Aslında cep telefonu faturalarını hesaplarsanız denemesi
kullanmasından daha masraflı)

Ayrıca bütün bu tartışmaların çıkış noktası olan Enver'in mesajında
haklı olduğu bir durum değerlendirmesi mevcut. Derneğin başka kurumlarla
hızlıca yazışabilmesini sağlayacak bir "işgücüne" ihtiyaç var. Bu
işgücünü parayla mı kiralarsınız, ya da bu işi kalıbına uygun
yapabilecek kapasitede insanları (örn. hukuki yazışmalar için hukuk
dilini bilen birisi) nereden bulursunuz onu bilemem. Tarışılması ve
çözülmesi gereken konu budur bence. İşgücü olmadan bu tekerlek dönmez.

Bence herkesin yapması gereken oturduğu yerden "öneri" adı altında
"istek"lerini iletmesi yerine, en azından bu işlerin nasıl
yapılabileceğine dair bir organizasyonel yapıyı "kafalarında"
oluşturması ve önerisini "ben böyle birşey düşündüm.bu iş böyle
yapılabilir. ama ben yapamam. şu işlerle uğraşan arkadaşlar yardımcı
olabilirler" şeklinde dile getirmesidir. Ya da "şöyle birşey yapmamız
lazım. nasıl yapabiliriz. ben düşünüyorum ama bulamıyorum." demek bile,
"bu iş neden yapılmıyor?yapacaksınız mecbursunuz" demekten daha uygundur
diye düşünüyorum.

Hepinize iyi çalışmalar.

_______________________________________________
Dernek mailing list
Dernek@liste.linux.org.tr
http://liste.linux.org.tr/mailman/listinfo/dernek


New Message Reply About this list Date view Thread view Subject view Author view Attachment view

---------

Bu arsiv hypermail 2.1.2 tarafindan uretilmistir.