[Gelistirici] Test süreçleri - Otomasyon ve Ölçüm
Türker SEZER
turkersezer at tsdesign.info
22 Ara 2008 Pzt 03:48:13 EET
On Sunday 21 December 2008 22:33:22 Serbulent UNSAL wrote:
> On Sunday 21 December 2008 13:00:17 Doruk Fisek wrote:
> > Daha once baska gelistiriciler yine bunu dile
> > getirmisti, bir konu tartisildigi sirada dikkat edilmeye baslaniyor,
> > daha sonra tekrar eski haline geliyor.
>
> Ama cümlenin 2. kısmındaki
> ithamı eğer yanında sağlam sayısal veriler ile desteklemeyeceksen kabul
> etmem mümkün değil. Bir şeyleri suçlarken hiç olmazsa destekleyecek bir iki
> kanıt koy yanınaki havanda su dövmeyelim.
Tartışıldığı süreçte ve hemen ertesinde özen gösterilen fakat kısa zaman
içinde diğer işler arasında kaynayıp eski haline dönen işlerin ayrıntılı
dökümünü istiyorsan bunu çıkarmakla uğraşmak gereksiz olur ama örnek
istiyorsan örnek vermekte sıkıntı çekmeyiz sanırım. Review süreci, pardus
araçlarının yeni sürüm çıkarırken taglenmesi felan gibi ilk anda aklıma gelen
örnekler mevcut.
Ayrıca belirtmek gerekiyor ki bunlara vurgu yapmamızdaki maksat kimseyi
suçlamak değil, daha önce yaptığımız hataları, eksiklikleri tekrarlamamak
için tespit etmek. Yoksa eminim ki kimse tartışıldığı zaman insanların ağzına
bir parmak bal çalmak için bunlara özen gösterildiğini daha sonra bilinçli
olarak tamam bu kadar yeter dendiğini düşünmüyor. Bunlar bir standarta
oturmadığından iş yoğunluğu arasında kaynayabiliyor.
> > Istenmiyor diyorum cunku bunlari tanimlayip, kaotik ve belirsiz ortam
> > yerine bunu gercek bir surec haline getirmenin cok zaman alacagini
> > dusunmuyorum.
>
> Peki sence, bu adamların canı istemiyordan daha mantıklı bir neden olamaz
> mı ortada ?
>
> Şöyle yapalım; sen bana bundan sonraki testlerde kaç defa testci deposunu
> çeşitli sebeplerden yeniden oluşturmak zorunda kalacağımı, kaç defa testin
> bitmesini engelleyen kritik hata ile karşılacağımızı, bu hatalara ilişkin,
> hata bildiren testçiden ne kadar zamanda geri dönüş alacağımızı ve benim
> tahmin edemeyeceğim bunlara benzer diğer sorunların ne kadar zaman
> alacağını söylersen ben de hemen sana yıllık programı çıkartırım.
Kimse kimseden yıllık program istemiyor. Ayrıca elbette ki kimse keyfine göre
ack/nack sürecini, test sürecini vs. geciktirmiyor. Fakat şu anki halinde
sürecin ne zaman başlayacağı belli olmadığından gecikip gecikmediğini bile
bilemiyoruz. Mesela bir testci herşey normal giderse bir sonraki testin ne
zaman başlayacağını bilme şansına sahip değil. Yine aynı şekilde biz yeni
ack/nack sürecinin başlama zamanını bilemiyoruz.
Ayrıca söylediğin sorunların da "test deposu 2 gün arayla derlenir", "testler
her perşembe başlar" gibi kurallar koyulmasıyla alakası yok bana göre.
Test deposunun 2 günde bir derleneceği, testin perşembeleri başlayacağı
belirlenir, bu kurallara uymak için gerekenler yapılır. Bir sorun çıkar da
süreç belirtilen zamanda yapılamazsa da bunun sebebi söylenir, süreç devam
eder.
> Konu kimsenin keyfi ile ilgili değil senin anlayacağın. Ama belirli bir
> periyot vermek de mümkün değil. Sadece elimizden gelenin en iyisi demekle
> yetinmek durumundayız, istemesek de.
Daha iyi bir yapıya ulaşabilmek için bu kadar yazdığımıza göre keyfi birşeyler
olmadığına inanıyoruz demek ki. Çabamız sorunların belirlenmesi mümkün
olduğunca çözülmesi, süreçlerin netleşmesi yönünde.
> > Oysa nedense surekli bir "savunma" ve "koruma" hali devam ediyor.
> > Yapilan bircok iyilestirme onerisi (paketleri siniflandirma, zaman
> > tanimlarinin yapilmasi, vb) sanki yapilmamis gibi davranilip "ya hep,
> > ya hic" yaklasimlari sergileniyor.
>
> Hayır sadece alternatif süreçlerin daha faydalı olacağına 1-2 kişinin değil
> ortak aklın ikna olması gerekiyor. Bir de madem bir taş atıyoruz bu sefer
> düzgün atalım, hem de nasıl taş atılacağını adam gibi
> tanımlayalım/belgelendirelim durumu var işleri biraz daha yavaşlatan.
Diğer threadlerde de, burada da niye bunları konuştuğumuzu, ortak niyetimizin
Pardusla ilgili süreçleri daha iyiye götürmek, hem ortaya çıkan ürünü
iyileştirmek hem bu ürün için çalışanları daha rahat/verimli çalışır hale
getirmek olduğunu söylemek durumunda kaldık. Demek ki şu ya da bu şekilde
bunun dışında (ya da bunlara ek olarak) birşeyler söylemeye çalıştığımız
düşünülüyor zaman zaman.
Herkes böyle birşeyin olmadığında hemfikir olduğu halde nasıl her seferinde
böyle birşeyle karşılaşıyoruz sorusunun yanıtını ise maalesef bilmiyorum.
Türker
Gelistirici mesaj listesiyle ilgili
daha fazla bilgi