[linux-baslangic] Re: Neden Microsoft NT, 200x, XP kullanmıyorum?

---------

From: Onur Demirel (onurdem@tr.net)
Date: Thu 01 Apr 2004 - 09:49:15 EST

  • Next message: Erdal YAZICIOĞLU: "[linux-baslangic] Re: Neden Microsoft NT, 200x, XP kullanmıyorum?"

    WOW diyorum baska bisi demiyorum...
    duvara asmak ne kelime ...

    ----- Original Message -----
    From: "Ayhan BARIS" <abaris@oyaktur.com.tr>
    To: <linux-baslangic@liste.linux.org.tr>
    Sent: Thursday, April 01, 2004 4:46 PM
    Subject: [linux-baslangic] Neden Microsoft NT, 200x, XP kullanmıyorum?

    > Neden Microsoft NT, 200x, XP kullanmıyorum?
    >
    >
    > Pahalı da ondan...
    >
    > Son derece güçlü bir kişisel bilgisayar yalnızca $400 düzeyinde bir fiyata
    > satın alınabilirken, bu bilgisayarın çalıştırılabilmesi için $100-200
    vermek
    > bana mantıklı gelmiyor. Üstelik bu çapta bir para harcayınca, insan, doğal
    > olarak birşeyler bekliyor. Örneğin bilgisayarın diski bozulmadıkça veri
    > kaybetmemek; kolay kullanım, esnek kullanım gibi...
    > Açık kod yazılımlarla bilgisayarımı çalıştırabildiğim, veri kaybetmediğim,
    > kolay ve esnek kullanım elde edebildiğime göre neden para harcayayım ki?
    > Sadece "para harcamak" olsa neyse; bir de harcanan çok değerli zaman var.
    > Ben bilgisayarımı iş yapmak için kullanmak isterim; zamanımın büyük
    kısmını
    > bilgisayarı ayakta tutmak için harcamak benim için çok pahalı bir uğraş.
    > Windows ailesinin satın aldıktan sonraki bedeli de yüksek. Yıllar boyu
    > sürekli bilgisayarınızın çeşitli kapasitelerini yükseltmek zorunda
    > kalıyorsunuz. Bellek al, disk al, bellek uymadı, ana kart değiştir, kart
    > uymadı kasa al... Etrafıma bakınca bu satın almaların sonunun bir türlü
    > gelmediğini gözlüyorum. Hadi bilgisayarınızın gittikçe gelişmesi hoşunuza
    > gidiyor diyelim, ikide bir işletim sistemi yüklemenin bedeli ne olacak?
    >
    >
    > Windows'u kullanmak zor da ondan...
    >
    > Bir sürü insanın "hadi canım sen de..." dediğini duyar gibiyim. Eğer
    > bilgisayar kullanmak sizin için ikon tıklamaktan ibaretse, evet, Windows
    > serisi işletim sistemleri gerçekten kolay görünüyor. Ancak işletim
    > sisteminin sizi yönetmesini değil de, sizin işletim sistemini yönetmenizi
    > gerektiren kullanım alanlarınız söz konusuysa, o zaman Windows serisi
    > işletim sistemlerini kullanmak gerçekten çok zor oluyor.
    > Bilgisayar kullanmak yalnızca buton ve ikon tıklamak değildir (hoş, XP'de
    > tıklayacak butonun yerini bulmak da ayrı bir macera ya...) Windows İşletim
    > sistemini siz yönetmek istediğinizde bir bakıyorsunuz sabahtan akşama
    kadar
    > "Registry Editor" kullanıyorsunuz. Windows Registry'de düzenleme yapmanın
    > kolay olduğunu söyleyenin alnını karışlarım.
    > Neyse... Daha pratik konulara dönelim:
    > Üzerinde haftalarca çalışıp, istediğiniz kuruluma getirdiğiniz bir
    > bilgisayarın diskini işletim sistemiyle birlikte yedeklemeyi hiç denediniz
    > mi?
    > Bir ağda "ORTAK" adı altında paylaşıma açtığınız ve etraftaki
    > bilgisayarlardan rahatlıkla görünen bir dizinin kendi bilgisayarınızda
    > aslında hangi dizin olduğunu aramak zorunda kaldınız mı?
    > Haberlerde 135 numaralı portun tehlikeli olduğunu, hemen kapatmanız
    > gerektiğini öğrendiniz diyelim. Hiç XP'de belli bir portu kapatmayı
    > denediniz mi? Belli bir portu kapatma seçeneğiniz yok! Açık kalmasını
    > istediğiniz portları teket teker girmek zorundasınız, bunun için de açık
    > kalması gereken portları bilmeniz gerekiyor. Bırakın sıradan
    kullanıcıları,
    > kaç ağ yöneticisi MS-Network için açık kalması gereken portları biliyor
    > ki...
    >
    >
    > Güvenilir değil de ondan...
    >
    >
    > Hafta sonunda ofisteki bilgisayarınızı açık bırakmaya cesaret
    edemiyorsunuz.
    > Genellikle Pazartesi iş başı yapınca ilk işiniz "reboot" etmek oluyor;
    > üstelik bu, sistemin açılıp açılmayacağını heyecanla beklediğiniz bir
    reboot
    > süreci oluyor.
    > Sistemde bir değişik yaptığınız zaman "reboot" gerekip gerekmeyeceğini
    > bilmiyorsunuz. Evdeki PC söz konusu olduğunda (yani işletim sisteminin
    > kullanıcıyı yönetmesinin bir zararı olmadığında) sorun değil tabii ama bir
    > bankanın bilgisayarında "reboot"un ne demek olduğunu bankacılar bilir.
    Eski
    > bir arkadaşımın görevi çok uluslu bir kuruluşta, reboot edebilecekleri
    zaman
    > dilimi çok dar olduğu için sabaha karşı ofise gidip makinelere yazılım
    > yüklemekti.
    > Windows serisi işletim sistemlerinin bellek yönetimi iyi değil! Bu yüzden
    > makine açık kaldığı sürece ve çeşitli uygulama programları açılıp
    > kapatıldıkça kullanılabilir bellek sürekli azalıyor. Photoshop
    kullanıcıları
    > iyi bilir. 3-5 seanstan sonra reboot gerekiyor. Evet; bunun nedeni
    Photoshop
    > ya da bunun gibi programların kullandıkları bellek alanlarını işi
    bittiğinde
    > işletim sistemine geri vermede başarısız olması olabilir ama işletim
    > sisteminin buna izin vermesi garip. Belleğin yönetiminden Windows
    > sorumludur, birilerinin bu kaynağı kötü kullanıyor olması sorumluluğu
    > azaltmaz. "Ne yapabiliriz ki, insanlar hırsızlık yapıyor işte..." diyen
    bir
    > emniyet müdürünü ne denli hoş görebiliyorsam, Windows'u da ancak o derece
    > hoş görebiliyorum.
    > Windows serisi işletim sistemlerinde süreç yönetimi iyi değil! İçinde
    birkaç
    > yüz dizin ve sekiz-on bin dosya bulunan bir disk dizinini (örneğin Windows
    > CD'sinin kopyasını) silmeye kalktığınızda diğer süreçler pratik olarak
    > duruyor. Üstelik sistem silme işleminde "şu kadar dakika kaldı" dediğinde
    de
    > hiç güvenilir olmuyor. Bir bakmışınız bir dakika var, bir bakmışınız 57
    > dakika var!
    >
    >
    > Güvenli değil de ondan...
    >
    > 2000-2003 yıllarında Internet üzerinde dolaşan paketlerin neredeyse yüzde
    > 10'u bir yerleri kırmaya çalışan, bir yerlere virüs bulaştırmaya çalışan
    > paketler oldu. İyi niyetle kurulan bir XP makinenin Internet üzerinde
    > çarpılmadan dayanma süresi 15 dakikaydı. Bu rezaletin tek nedeni, XP'nin
    > standart servislerinin hepsinin açık olarak kurulması. XP'nizi
    kuruyorsunuz,
    > bilgisayarınız sanki bir ISP makinesi gibi her türlü servisi verir
    > durumda... Kullanıcıların haberi bile yokken makine aslında bir web
    sunucusu
    > olarak hizmet veriyor. Kullanımı kolay olduğu iddia edilen bir işletim
    > sisteminde kullanıcı bu servisi kapatmanın yolunu bulana kadar olan
    oluyor.
    > Oysa servisler baştan kapalı olsa ve ne yaptığını bilen kullanıcılar,
    > bunları gerektikçe açsa daha güvenli ve akıllıca olmaz mıydı?
    > Bunun iki açıklaması olabilir:
    >
    >
    > * güvenlik, Microsoft'un umurunda değil; veya
    >
    > * servisleri kapatamıyorlar çünkü diğer bazı işlevler buna bağlı.
    >
    > Her ikisi de kötü!
    > Bir Windows bilgisayarı tam olarak koruyabilmek için başka üreticilerin
    > ürünlerine gereksinim duyuyorsunuz. Her ne kadar Windows'un yeni
    > sürümlerinde adı "firewall" olan işlevler varsa da, bilinmeyen(!) bir
    > nedenle insanlar ve kuruluşlar ZoneAlarm, Norton Firewall gibi ürünler
    > kullanmak zorunda kalıyorlar. Ya da işi kökünden halletmek için ağın
    > girişine adam gibi bir firewall makinesi kuruyorlar. (Hiç Windows işletim
    > sistemiyle çalışan Firewall makinesi veya yönlendirici (router) gördünüz
    > mü?).
    > Diyorlar ki, herkes Windows makinelere saldırdığı için kırılma oranı
    > yüksekmiş. Hiç alakası yok! Özel bir bilgisayara saldırıldığında bu doğru
    > olabilir ama son yıllardaki saldırılar hep genel saldırı oluyor. Virusler
    ya
    > da Worm'lar IP numaralarını sıradan arttırarak deniyorlar. Nitekim, benim
    > makineme hergün yüzlerce (bazen binlerce) saldırı geliyor. Çoğunun farkına
    > bile varmıyorum.
    >
    >
    > Outlook'a bile güvenemiyorsunuz!
    >
    > Eğer kurulduğu şekilde kullanırsanız, gelen geçen her virüs, Outlook'un
    > aslında hoş ama gerekli de olmayan özellikleri yüzünden sisteminize
    > bulaşıyor. Güvenlik düzeyini arttırırsanız, e-posta ekindeki dosyaların
    > varlığından haberdar bile olmuyorsunuz. Yayıncı dostum Mustafa
    Aslantunalı,
    > kendisine gönderdiğim dosyaları almadığını, mesajlarımın ekinde herhangi
    bir
    > dosya olmadığını söyleyip duruyordu. Sonunda dosyaları web alanına koydum,
    o
    > çekti aldı. Bir kaç gün sonra anlaşıldı ki, Outlook, mesaj ekindeki
    > dosyaların uzantısını beğenmeyip Mustafa'dan gizliyormuş. Outlook'u bizim
    > bürokratlar yazdı herhalde...
    >
    >
    > IE'ye hiç güvenemiyorsunuz!
    >
    > SUN Microsystems'dan intikam alma amacıyla artık Java yüklü gelmiyor.
    > Kullanımı kolay olması gereken işletim sistemine Java'yı sonradan
    yüklemeniz
    > gerekiyor.
    > IE'yi sürekli güncel tutmazsanız MS sayfalarındaki Javascript kodlarıyla
    > bile başınız derde girebiliyor. İyi hoş da; IE'yi güncel tutmak demek para
    > harcamak demek...
    > IE, sadece web tarayıcısı olmayıp, sistemin de tarayıcısı olduğu için web
    > tarayıcınızı güncellerken bir sorun çıkarsa ( ki çok sık çıkıyor)
    > bilgisayarınız dağılıyor. Hadi işin yoksa baştan kur.
    >
    >
    > Microsoft'a güvenemiyorum
    >
    > Bir yazılımda hatalar olması doğaldır; hele işletim sistemi boyutlarında
    bir
    > yazılımda binlerce hata olması doğaldır. Ancak bu hataların düzeltilmesini
    > beklemek de bir o kadar doğaldır. Ortaya çıkan bir güvenlik açığının
    > düzelmesi için aylarca bir sonraki servis paketini beklemek bana garip
    > geliyor. Son aylarda servis paketi yerine yama sistemine geçtiler ama
    > dağıtılan yamaların kapatması gereken gedikleri kapatmadığını, uygulanan
    > yamaların sistemi tamamen göçerttiğini görmek beni dehşete düşürüyor.
    > Microsoft'un para kazanma yöntemleri de çok vahşi ve sık sık genel ahlak
    > kurallarına uymuyorlar. Üçüncü parti şirketlerin fikirlerini ve
    ürünlerini
    > satın alacakmış gibi davranıyorlar. Konuyla ilgili herşeyi öğrenip,
    şirketle
    > ilişkilerini kesiyorlar. Sonra da o fikir veya ürünü kullanıyorlar.
    > Farkedilirse de 300-500 milyon dolar tazminat verip işlerine devam
    > ediyorlar. Yakışmıyor...
    > MSN'de "LINUX" diye arama yapıyorsunuz, karşınıza ilk gelen linkler
    > "Migrating from LINUX to Windows 2003". "Alternatives to LINUX-Apache,
    PHP"
    > anlatıyor. İnsaf!
    > MSN'e Opera tarayıcısıyla giriyorsunuz sayfalar eksik çıkıyor. Opera'ya
    > "kendini karşı tarafa MS-IE tarayıcısı olarak tanıt" diyorsunuz, sayfalar
    > düzeliyor. Sunucudaki kodda "if browser == 'Opera' " diye bir deyim var
    > demek ki... Yazık!
    >
    >
    > UNIX'ten uzak durmak için bahane uyduranlara yanıtlar
    >
    >
    > "UNIX'le bir sürü şeyi yapamazsın" diyorlar
    >
    > Yooo... Her işimi yapıyorum. Belki de bilgisayar oyunlarına hiç ilgi
    > duymadığım içindir ama uzun yıllardır hiç kendi işlerim için Windows ya da
    > MS-Office kullanmak zorunda kalmadım. Kullanmak zorunda olan da pek az
    > insanla karşılaştım. Office-XP Professional kullananların yüzde doksan
    beşi,
    > işlerini aslında WordPad ile yapabilecek insanlar. Ülkemizde Excel'in
    > yeteneklerinin yüzde 20'sini kullanabilenlerin sayısı iki-üç bin kişiyi
    > geçmez (kitap satışlarından belli).
    > Sonuç olarak LINUX + Open Office + Mozilla ile her işimi son derece rahat,
    > güvenli bir şekilde yapabiliyorum.
    > Üstelik ister evden, ister başka bir ülkeden bilgisayarımı
    kullanabiliyorum;
    > hem de ofiste çalışırken nasıl bir düzende çalışıyorsam, uzaktan da aynı
    > ekran düzeniyle çalışıyorum. Windows işletim sistemi kullanan ve Windows
    > sunucu yöneten meslekdaşlarım ikide bir işyerlerine gitmek zorundayken ben
    > sistemimi uzaktan rahatlıkla kullanıyor ve yönetiyorum.
    >
    >
    > "UNIX zor" diyorlar
    >
    > Aslında kimse "UNIX zor" demiyor. Hep "UNIX zormuş" diyorlar. Yani
    bilmeden,
    > denemeden fikir yürütüyorlar. Evet! Yalnızca evinden internete bağlanan,
    > chat yapan ve oyun oynayan bir kullanıcı için UNIX'in zor olduğu
    > söylenebilir. Ne de olsa yeni bir işletim sistemi öğrenmesi gerekir, ama
    > bilgisayar profesyonellerinin "UNIX zormuş" demelerine tahammül
    edemiyorum.
    >
    >
    > "UNIX aslında daha pahalı" diyorlar
    >
    > Evet, bunu diyorlar ama çıkar karşılığında diyorlar. UNIX bilen sistem
    > yöneticilerinin az ve pahalı olduğunu, bu nedenle büyük bir sistemi UNIX
    > üzerine oturtmanın pahalı olduğunu yazan raporlar hep Microsoft
    > finansmanıyla yazılan raporlar. Aslında doğruluk payı da yok değil; UNIX
    > bilen sistem yöneticisi bulmak daha zor ve doğal olarak daha pahalı ama
    > Windows sistemleri yönetmek için çok sayıda sistem yöneticisi gerekirken
    > UNIX ve LINUX için bir kişi (hadi yedeğiyle beraber iki diyelim) yetiyor.
    > Windows sistem yöneticileri vardiyalı çalışırken, UNIX sistem yöneticileri
    > akşam 17:30 da evine gidiyor.
    > Hiç kimse bana UNIX'in Windows'dan daha pahalı olduğunu kabul ettiremez;
    > yıllardır bu işlerin içindeyim. UNIX ve Windows tabanlı sistemlere yapılan
    > yatırımların ne kadar süreyle değerlerini koruduğunu, o sistemleri ayakta
    > tutmak için ödenmesi gereken maaşları, yazılım lisans ücretlerini gayet
    iyi
    > biliyorum.
    >
    >
    > "UNIX için destek yok" diyorlar
    >
    > Hadi canım.... Sanki Windows için işe yarar bir destek var da...
    Hayatınızda
    > hiç MS destek hattını aradınız mı? Konuşmanın onbeşinci saniyesinde reboot
    > etmenizi, eğer "zaten ettim" diyorsanız, işletim sistemini yeniden
    kurmanızı
    > ve MS'e ait olmayan programları kaldırmanızı öneriyorlar. Haaaa... Ücretli
    > servis/destek anlaşması yapmak ve adam gibi destek almak mümkün diyorsanız
    o
    > başka...
    > Oysa UNIX için 365 (bazen 366) gün, 24 saat ve hangi dilde istiyorsanız o
    > dilde, ücretsiz destek var. Tek koşulu, çalışan bir internet bağlantınızın
    > olması...
    >
    >
    > Sonuç
    >
    > Uzun zamandır LINUX kullanıyorum. Yapmam gereken ama yapamadığım hiçbir
    şey
    > yok. Ama benim yapabildiğim birçok şeyi Windows kullanan meslekdaşlarım
    > yapamıyor.
    > Bilgisayarlarını kolay, ucuz ve güvenilir bir şekilde yedekleyemiyorlar
    > (verileri yedeklemekten söz etmiyorum! Tüm yazılım unsurlarıyla, komple
    > sistem yedeklemekten söz ediyorum.)
    > Bilgisayarlarını uzaktan denetleyemiyorlar ve sık sık sistem odasına veya
    > ofislerine gitmek zorunda kalıyorlar.
    > Kelime işlemcileriyle 200-300 sayfalık dökümanlarda çalışmaya; daha genel
    > bir deyişle bellek kapasitelerini zorlamaya korkuyorlar. Bu yüzden hep
    aşırı
    > yüksek bellekli bilgisayarlarla çalışıyorlar. Lisans sunucusu
    kuracaksınız;
    > tavsiye edilen bellek 512 MByte; yazıcı paylaşımında kota sistemi
    > kuracaksınız, tavsiye edilen bellek 1 Gigabyte! Kota sistemini 32 Mbyte
    > bellekli, 2-3 GB diskli, 166 MHz eski bir makineye kurduk, oldu bitti.
    > Üstelik bir yıldan fazla bir süredir de (son KGK arızasından bu yana)
    > kesintisiz çalışıyor.
    > Bilgisayarlarında devamlı bir anti-virüs programı çalıştırmak zorundalar.
    > Hem performans kaybediyorlar hem de iki-üç günde bir virüs veri tabanı
    > güncellemek gibi bir görevleri var. Birden fazla makineden sorumlu ağ
    > yöneticileri, mesailerinin çoğunu işletim sistemi güncelleme, virüs veri
    > tabanı güncellemeyle harcıyorlar. Yetişemeyince de ya özel yaşamlarından
    > fedakarlık yapıyorlar, ya da işletme maliyetini arttıracak önlemlere
    > başvurmak zorunda kalıyorlar.
    > Son 3-4 yıldır kırıldığı için yeniden yüklemek zorunda kaldığım tek bir
    > LINUX bilgisayarına karşın yüzlerce kez Windows yükledim ya da yüklettim.
    > Düzgün yedeklenmiş bir UNIX makineyi, dağıldığında yerine koymak üç-dört
    > saatlik bir iş iken dağılan bir Windows makineyi eski haline getirmek en
    az
    > iki gün alıyor.
    > İşte bütün bunlardan dolayı UNIX ve LINUX kullanıyorum. LINUX olduğu
    zaman,
    > işletim sistemine ve gereksinim duyduğum bir sürü uygulama yazılımına para
    > vermiyorum. Bilgisayarımı kapatmıyorum ve iki üç günde bir reboot
    etmiyorum.
    > 300-400 günlük kesintisiz çalışma süreleri benim için son derece doğal. Bu
    > rahatlığı bedelsiz elde etmedim elbette... UNIX öğrenmek için çok okudum,
    > kitaplara çok para verdim ama işin iyi yanı ne biliyor musunuz? Yıllardır
    > öğrendiklerimi ve 6-7 yıl önce satın aldığım kitapları hala kullanıyorum.
    > Etrafımdaki birçok insan, ikide bir işletim sistemi yüklemeyi, ikide bir
    > çakılmayı, virüsleri, bilgisayar kullanmanın doğal bir bedeli sanıyor ve
    "bu
    > işler böyle yürüyor" diyerek bu ızdırapları büyük bir fedakarlıkla
    çekiyor.
    > "Bu yaşadıklarınız normal değil, bu ızdırapları çekmenize gerek yok, UNIX
    > kullanın geçer" diyince cevapları hazır: Efendim, standartların dışına
    > çıkamazlarmış, ayrıca UNIX zormuş...
    > Eh.. Kolay gelsin o zaman...
    > Can Uğur Ayfer
    > Eylül 2003
    >
    > ---
    > linux-baslangic listesinden cikmak ve tum listeci islemleri icin
    > http://liste.linux.org.tr/ adresini kullanabilirisniz.
    > Bu listeden cikmak icin
    > <a
    href="mailto:linux-baslangic-request@liste.linux.org.tr?Subject=unsubscribe"
    > tiklayiniz</a>
    >
    >
    > __________ NOD32 1.700 (20040331) Information __________
    >
    > This message was checked by NOD32 Antivirus System.
    > http://www.nod32.com
    >
    >

    ---
    linux-baslangic listesinden cikmak  ve tum listeci islemleri icin
    http://liste.linux.org.tr/   adresini kullanabilirisniz.
    Bu listeden cikmak icin
    <a href="mailto:linux-baslangic-request@liste.linux.org.tr?Subject=unsubscribe"> tiklayiniz</a>
    

  • Next message: Erdal YAZICIOĞLU: "[linux-baslangic] Re: Neden Microsoft NT, 200x, XP kullanmıyorum?"

    ---------

    Bu arsiv hypermail 2.1.6 tarafindan uretilmistir.