From: Deniz Akkus Kanca (deniz@arayan.com)
Date: Tue 16 Sep 2003 - 00:58:42 EDT
Pazartesi 15 Eylül 2003 19:58 tarihinde şunları yazmıştınız:
> Selam,
>
> Bu yazılım patenti olayı gerçekten kötü bir şey mi?
Sorun:
submarine patents, cluster patents ve picket patents:
Submarine patents: karşı tarafın sizin sahip olduğunuzu bilmediği ve
ürünlerinde (bilmeden) kullandığı bir tekniğin patenti. Dava konusu olduğu
zaman davayı kaybetseniz dahi, rakiplerinizi uzun zaman meşgul eder ve
onların ürünlerine olan ilgiyi azaltır, onların fonlamasını zora sokar. IBM
bu işin piridir. SCO'ya karşı hemen portföyden 4-5 patent ihlali
çıkarmalarına dikkat edin.
Cluster patents: Rakiplerinizin önemli bir patentinin etrafına, o patentin
kullanılması için gerekecek pek çok küçük (ve o kadar önemli olmayan) süreç
ve buluşun patentlenmesi. Rakibiniz, kendi patentini kullanabilmek için sizin
pek çok patentinizi lisanslamak zorunda kalacaktır. Bu yolla, rakibinizin
patentini kullanmasını engelleyebilir, veya onun patentinden elde edeceği
gelire ortak olabilirsiniz.
Picket patents: Rakiplerinizin size cluster metodunu uygulamaması için, kendi
önemli patentlerinizin etrafına, pek çok küçük patentten oluşan bir "çit"
çekmek stratejisi.
Ayrıca, patent, bir süreç veya yöntem veya algoritmaya alınabiliyor.
Dolayısıyla "kod" açıklanmak zorunda değil - kod olmak zorunda değil. Tıpkı
Amazon'un "one click sale" sürecini patentlemesi gibi. Bu tarz iş yapma
yöntemleri eskiden hemen rakipler tarafından uygulanabilir ve genel anlamda
iş yapış şekillerinin iyileşmesine sebep olurdu. Şimdi patentli.
> Bir de patentlenecek kod açılmak zorunda. Halbuki telif hakkı için bu
> zorunluluk yok. m$ bu tuzağa düşmeyeceğine göre (kendi ülkesinde düşmedi,
> Coca Cola'da düşmemişti) hedefte açık kodlu yazılımlar var.
> Açık kodlu yazılımlar kapanın elinde kalacak gibi görünüyor...
> Bir firma bir ucundan girdi zaten.
SCO'yu diyorsanız, onlardan korkulacak pek şey yok.
En azından yazılım telif hakkı, yazılımı yazmak için harcanan emek ile tarif
edilebilir. Bu emeği tekrar harcarsanız, (sıfırdan yazarsanız) benzer bir
sonuç elde edebilirsiniz. Ama, bu konuda herhangi bir emek dahi harcamadan
"yöntem" patentlendiği zaman, yapabileceğiniz bir şey yok. Yazılım
patentleri, yazılımın kendisi ile bağlı değil, o, telif hakkında gündeme
geliyor. Yazılımda kullanılan fikirleri patentlemek ile ilgili.
Newton-Raphson gibi basit bir nümerik algoritmanın patentlendiğini düşünün.
Algoritmanın kendisi patentleniyor -- dolayısıyla ortada kullanabileceğiniz
bir kod parçası yok. Kendi başınıza oturup bunu sıfırdan tekrar üretseniz
dahi, patent altında.
Ayrıca, yukarıda sayılan çeşitli yöntemlerle patent portföylerinin süresi
uzatılıyor. Yani esas patent bitmiş olsa dahi, bu patenti kullanmak için
gerekli ufak tefek şeyleri patentliyor ve 15'er yıl da oradan kazanıyorsunuz.
Patent meselesi derin ve özellikle ABD'de giderek daha flu şeylerin
patentlenebilmesi ile birlikte ortaya garip bir durum çıkıyor.
Örneğin (patent değil ama), finansta EVA diye bir hesap vardır -- ekonomik
katma değer. EVA, bunu ilk geliştiren takım tarafından "trademark" lanmış.
Yani müseccel marka. Dolayısıyla herhangi bir kitapta/yayında, bu hesaptan
adıyla bahsedemiyorsunuz, hani şu markalı hesap var ya, o, diyorsunuz.
Allah'tan patentlemeyi akıl edememişler...
Bilim, bulduğunu genele yaymak üzerine kurulmuş idi eskiden. Şimdi, her ek
parça yeni bilgi için bir zincir icad ediliyor. Öğrenebilmenin/bilgi
erişiminin/edinilen bilgi ile bir şey yapmanın bu kadar kısıtlanması hiç iyi
bir trend değil.
Esen kalın,
Deniz