From: Özer Tayiz (info@teknobilge.com)
Date: Tue 29 Jun 2004 - 14:17:38 EEST
Merhabalar,
Son atılmış mesaja karşılık veriyorum, ama bu kişisel olarak Enver
Altın'a değil, genel olarak herkese bir mesaj...
Kısa alıntılarla, size kendi tavrımı açıklayacağım...
Genel görüşlerim, freedomforceinternational.com'daki tavra çok uyuyor.
Enver ALTIN wrote:
>Şimdi asıl konuya bağlayacağım. Gizleyecek veriniz yoksa kriptogr
>afi
>gereksizdir, diye düşünüyorum. Herkes az çok gizli bilgiye sahipt
>ir
>(banka hesaplarımızı yönetirken kullandığımız bilgiler mese
>la) ama bu
>konuyu abartılmaya değer bulmuyorum ben. Belki biraz eski kafalıyım
>dır,
>ondandır :)
>
>Saygılar,
>
"Gizleyecek bir şeyiniz yoksa" kavramı, "izleyenin izin verdiği şeyleri
yapıyor ve düşünüyorsanız" anlamında anlıyorum, ben. Verdiğiniz örnek,
şirket ortamında, internetten porno içeriğe erişilmesi, ve erişim
loglarının herkesin okuyabileceği bir yere konunca, sorunun çözülmesi
şeklinde. Ama benim asıl tartışmam, devletin herşeyi gözetlemesi, ve
kendi istemediği her görüşe, baskı uygulaması, ve bunun sınırlarının
tartışılması.
"Herkese eşit, ücretsiz eğitim" gibi bir sloganı bahçe duvarına yaprakla
yazdılar diye, hele bu idda bile ispatlanmamışken, lise öğrencilerine
işkence yapılınan bir ülkede, aynı şekilde, acaba yarın öbürgün, örneğin
bu listelerde bir özgürlük mesajı da, "büyük birader"in radarına
(echelon) takılıp, sorun yaşatabilir mi? Bu yüzden, insanlar, mesela
"Irak'ta kim terörist?" gibi bir makale yazdıkları veya okudukları, veya
emaille gönderdikleri için, "terörist" veya "terörist destekçisi"
damgası yiyebilir mi?
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Devlet, bize "saklayacak birşeyiniz
olmamalı" derken, devlet acaba, bizlerden neler saklıyor? "Devlet",
vatandaşlarına yasakladağı herşeyi kendi yapma yetkisini, nereden alıyor?
Amerika'da "Patriot Act" kapsamında elden giden mahremiyet haklarını,
EFF'den aşağıdaki linkte okuyabilirsiniz:
http://eff.org/Privacy/Surveillance/Terrorism/PATRIOT/
Benzer "Terörle Mücadele" atmosferi, tüm dünyada yaratılmaya
çalışılmıyor mu? Sahi, Türkiye'de "kişisel gizlilik" ve "kişisel
özgürlük" haklarımız ne durumda?
Barış çiçek demiş ki:
>Big brother'i kucuk olcekli bir kurum icin hayata gecirmek kismen mumkun
>olabilir belki ama bir ulke icin, hatta dunya icin yakin ve orta olcekli
>tarihte mumkun olamaz. Ancak bu isin farkli bir boyutu da var. Gizli
>kalabilmek insanlarin kaygilarindandir fakat devlete gelene kadar
>cevremizdeki faktorleri gozden kaciriyoruz cogu zaman. Guvenlik ile
>alakali sorunlar ise buradan geliyor. Kablolar uzerinde son teknoloji
>sifrelemeyi kullanirken, en ilkel yolla uzaktan birisinin monitorumuzu
>izleyebilecegini gozardi ediyoruz. Zaten yukarida Allah var onu da
>unutuyoruz. :)
>
>Bu arada su da farkli bir nokta saniyorum. Bilginin gizliligi
>gorecelidir. Soyle ornek vereyim. AIDS oldunuz diyelim. Bu bilgiyi
>saklamak ve cevrenizdeki insanlarin ogrenmemesini istemek sizin en temel
>hakkiniz cunku bu sizin yasam biciminizi ister istemez etkileyecektir.
>Ancak bu bilgi tedavinizi yuruten doktor icin gizli olamaz. Veya bir
>sirketiniz var ve bu sirketin belli bir ticaret hacmi var. Bu ticaret
>hacmini rakip firmalardan, ya da musterilerinizden gizleyebilirsiniz,
>onlarin ogrenmesini istemeyebilirsiniz. Fakat bu bilgileri devletten
>saklayamazsiniz, cunku devlet buna gore vergilendirme yapar. Yani bu
>'izleniyor muyuz' paranoyasinda 'neyimizi' sorusu daha fazla onem
>kazanir. Fakat sunu da unutmamak gerekir. Bazen gizli kalan gercekler
>zarar vericidir ama hayatin tadini onlar verir.
>
Dünya çapında, bir büyük birader'in mümkün olup olmadığına dair bilgiyi,
şu adresleri biraz inceliyerek elde edebilirsiniz:
http://www.conspiracyarchive.com/
http://www.conspiracyarchive.com/NWO/Paranoid.htm
Özellikle ikinci link, Amerika Savunma Bakanlığı'nın nasıl dünya
üzerindeki bütün bilgi ve iletişimi denetlemekle ilgili bir ofis
kurduğunu açıklıyor: Information Awareness Office.
Aslında, devletin vergilendirmesi, apayrı bir konu. Bir liberitaryan
olarak, devletin de, serbest piyasanın kurallarına uyması, yani,
değerli bir ürün/hizmet üretip satması taraftarıyım. Yani, neye para
ödediğimi bilmiyorum, ama ödemeye mecburum, ve ödemezsem, hapse
atılırım, zorla alınır, el konulur vs... Bunu başkası yapınca, adına
"gasp" deniyor. Soru: Devlet, vatandaşlarından zorla para alma yetkisini
nereden alıyor? Seçimle, vekaletle falan ben ve diğer vatandaşlar, bu
yetkiyi devredemez, çünkü kimse, kimseyi zorlama hakına sahip değil.
Herkes, sadece kendini koruma hakkına sahip. O halde, "devlet",
vatandaşlarından, zorla para alma yetkisini kimden, nasıl alıyor?
Soru: Devletin yetkilerinin ve kendi vatandaşlarına uygulayabileceği
baskının sınırları nelerdir, ve bunu kim, nasıl belirler? Devlet suç
işlediğinde, onu kim kontrol eder? *Bekçiye kim bekçilik edecek?*
Mesela, Nazi Almanyası'nda, yurdışı bir bankada hesap açmak, veya para
transfer etmek ağır bir suçtu.
Şu anda, nakit parayla faturasız yapılan işlemler, giderek "suç"
muamelesi görüyor, "kayıt dışı para" olduğu için. Arada bir benzerlik
görüyor musunuz?
Not:Sadece soru sordum, cevapları vermek, "tehlikeli" olabilir. Bu
konularla ilgili insanlar, aşağıdaki linkleri araştırabilir:
http://www.illuminati-news.com/index.htm
Not2:Listede bu konu uzarsa, Linux'un ve açık kaynağın giderek dışına
çıkabilir, insanlar rahatsız olabilir, isterseniz tepkilerinizi kişisel
olarak bana yazın...
İyi düşünmeler,
Özer Tayiz.
linux-sohbet listesinden cikmak ve tum listeci islemleri icin
http://liste.linux.org.tr/ adresini kullanabilirsiniz.
Bu listeden cikmak icin <a href="mailto:linux-sohbet-request@liste.linux.org.tr?Subject=unsubscribe">tiklayiniz</a>