From: Görkem Çetin (gorkem@gorkemcetin.com)
Date: Wed 25 May 2005 - 21:08:45 EEST
Merhaba
Hasbelkadar, geçenlerde Çağlayan Arkan'ın
BT/Haber'de bir röportajı çıktı. Röportajın bir yerinde
Çağlayan Arkan şunu söylüyor: "Herkesin oturup
bu işin ticari boyutunu da düşünmesi gerekiyor.
Türkçe olan sadece dört işletim sistemi var.
Türkiye kendisine bir işletim sistemi yazıp ne
kazanacaktır? Türkiye her şeyi kendi mi yapmalıdır?
Biz burada devletleşmeden mi, teknolojiden
faydalanmaktan mı söz ediyoruz? Türkiye
işletim sistemi yaparak bunu ihraç etme imkanına
sahip midir?" (BT Haber, 21-27 Mart sayısı).
Ben bu yazılanlardan şunu anlıyorum.
1. Her yerde karşımıza çıkan devletçilik kisvesi
burada da var. Eğer işletim sistemi / dağıtım
geliştirmek istiyorsan devletçisindir. Zararlı bir
ideoloji gibi gösterilen bu yaklaşımda, sonu -çi ile
biten bir sınıfta isen, zaten senden hayır gelmez.
2. Eğer AR-GE yapıyorsan devletleşirsin. Teknolojiyi
kullanamazsın. Bu kafayla geri kalırsın.
3. Sen bir şey yapma, ben sana zaten hazır
çözüm sunuyorum.
Yukarıdaki sözlerin sadece Microsoft Türkiye'ye
ait olmadığını, başını Microsoft'un çektiği ve herkesi
%10'luk al-satçılığa yönelten bir lobi tarafından da
benimsendiği herkesin bildiği bir gerçek. Zira
bir kısım kurumların hedefinde bilişimde yabancı tekellere
bağımlılık yaratarak KOBİ'lerin hareket alanının
daraltmak var.
Microsoft Türkiye bu ya, bir süre önce gazetelerde
lisanssız Microsoft Windows'u olanlara lisanslı
yazılım vermek için çalışma başlattı.
İlk başta reklamı okuyanlar ciddi bir yanılgı içine
giriyor. Zannediyorlar ki, "benim lisanssız yazılımım
var, lütfen bunun yerine lisanslı yazılımı verin"
dediklerinde Microsoft Türkiye köşe sebili misali
lütfedecek, yazılım verecek.
Bakın aldığınız bilgisayarı içindeki yazılımı
değiştirmek istediğiniz zaman sizden ne istiyorlar?
- Aldığınız bilgisayarın fatura fotokopisi
- Bilgisayarla birlikte verilen korsan CD'nin kendisi
- Korsan yazılım satıcısı hakkında İMZALI TANIKLIK
DİLEKÇESİ
- Nüfus cüzdanı fotokopisi
Eğer belgeleriniz eksikse, örneğin faturanızı
kaybetmişseniz, ya da tanıklık etmek istemiyorsanız
kesinlikle bu uygulamadan yararlanamıyorsunuz.
Microsoft Türkiye yöneticileri çok zeki ya, yazılımın
maliyeti kendilerine sıfıra yakın olduğu için asıl
amaçlarını gizlemek için halkı kullanıyorlar.
Halkın olası iç güvensizliğinden faydalanıp kendi
amaçları için faydalanacaklar. Hoşuna gitmeyen
bir firma mı var? İhbar et. Karşı kaldırımdaki
rekabet edemediğin XYZ bilgisayarı piyasadan
silmek mi istiyorsun? Muhbirle!
Hatırlarsınız, 4-5 yıl kadar önce, eğer komşunuzun
lisanssız yazılım kullandığını şikayet etseydiniz,
BSA size trink 5 milyar ödüyordu. Kimi dergilerde bu
reklam bedava bile yayınlandı. Sağduyulu bazı
medya yöneticileri reklamı yayınlamayı kabul etmedi.
Kimbilir halkı birbirine düşürmeyi göze alan bu
reklamda kimin canı yandı?
Bu "içimizdeki İrlandalılar" kraldan çok kralcı olmaya
başladı. Yaptıklarını, savaşta kapıların üzerine işaret
koymak / koydurmakla, sonra da her kapıya birisini
göndermekle eş görüyorum.
Microsoft Türkiye iyice sosyal tüccar haline geldi.
Halkın duygularına çomak sokuyor. İnsanları
birbirine düşürmek, muhbir yapmak, hatta
yalancılığa teşvik etmek için elinden ne geliyorsa
yapıyor.
Dervişin fikri neyse, zikri de o.
Bu reklamların da daha evvel durdurulup ceza
gören diğer BSA/Microsoft reklamı gibi
durdurulmasını isterdim. Eminim TÜBİDER nasılsa
görevini yapacak, reklam kuruluna şikayet edecektir.
Benim ülkemde bazı yavuz kasaplar benim
arkamdan işler çeviriyor. Başkalarının maşaları,
hem kendileri uyuyor, hem bizi uyutmaya çalışıyor.
İyi çalışmalar
Görkem
_______________________________________________
Dernek mailing list
Dernek@liste.linux.org.tr
http://liste.linux.org.tr/mailman/listinfo/dernek