From: Ozgur YILDIRIM (ozgur.yildirim@emo.org.tr)
Date: Thu 16 Jun 2005 - 12:09:54 EEST
Merhaba,
Son 5-6 yıldır birçok dernek deneyimlerimden edindiğim izlenimler
ışığında ben de bir iki katkı yapmak istiyorum.
Dernek : Sayın Murat Koç'un "Öncelikli olarak bugüne kadar gelmiş olan
"Dernek üyelere değil üyeler derneğebirşeyler vermeli" yaklaşımının
tamamen kaldırılması gerekiyor." önermesine katılmıyorum. Dernekçilik
bir gönüllülük işidir. Dernekler üyelerinin gönüllü katkısıyla ayakta
kalır. Eğer bir derneğe üyeler sadece çıkar sağlamak için gelirse o
dernek uzun ömürlü olmaz. Bir süre sonra çıkarları gereği herkes derneği
bırakıp gidebilir. Ha gönüllü olarak gelmesinin yanında maddi manevi
kazançları olursa iyi olur ama bu kazançları sağlama işi öncelilikli
olmamalı. Derneğin bir amacı varsa herkes öncelikle o amacın başarılması
için çaba göstermeli.
Üyeler : 600 üye gerçekten iyi bir rakam. Bunların ne kadar etkin, ne
kadarı laf olsun diye üye oldu bilmiyorum ama 300 bile olsa iyi rakam
olacaktır. Dernek işlerinin yıllık 10 YTL aidatla yürümesi gerçekten
zor. Ancak aylık 10 YTL de bir dernek aidatı için iyi para. Bence 5 YTL
makul olacaktır ve ödenme oranını da artırır diye düşünüyorum. Sayın
Murat Koç'un umut ettiği %75'lik ödeme oranı çok çok iyi bir oran. Zor
ama yakalanmasını umarım.
Sekreter : Dernekte idari işler için bir sekreterin olması birçok işi
kolaylaştıracaktır. Gerek yok demek bence doğru değil. Ama zamanlaması
tartışılabilir. Bunun maliyetini karşılayabilecek güce eriştikten sonra
bir merkez ve sekreter olması kaçınılmaz. Yer konusunda başka şehirlerde
oturanların üyelikten vazgeçebileceği fikrine katılmıyorum. Sonuçta bu
"genel merkez" derneğin kurumsallaşması ve idari işlerinin yürütülmesi
için yapılmalıdır, lokal türü bir yer olarak değil. Benim
yöneticilerinden birisi de olduğum başka bir dernekte dünyanın dört bir
tarafındaki üyelerden aidat topluyoruz.
Ama şu anki mali durum (bilmiyorum ama kabaca tahmin edebiliyorum) buna
elverişli değildir sanırım. Biraz daha güçlenmek gerekir.
Dergi : Basılı dergi hem maliyet hem de işçilik açısından çok külfetli.
Tamam basılı bir derginin yarattığı etki çok farklı ama bunu yapabilecek
para, zaman ve her şeyden önemlisi deneyimimiz yok. Bahsettiğim diğer
dernekte yılda 4 kez çıkarılan basılı bültenin sayısını bu nedenlerden
dolayı 2'ye indirdik ve ağırlığı her ay çıkan e-bülten'e kaydırdık.
Gelir : Gelir kaynağı olarak eğitim verilmesi fikrine ben de sıcak
bakmıyorum. Daha önceki arkadaşlar güzel özetlemişler onlara
katılıyorum. Linux eğitimi veren şirketlere sağlanabilecek kurumsal
üyelik (tüzüğe, yasaya, yönetmeliğe uygun mu bakmak gerek) fena fikir
değil. Şirket eğitiminin reklamını yaparken "Bakın LKD'nin de üyesiyiz"
demesi iyi olabilir. Dergiye (çıkarılırsa) veya webe reklam almanın
getireceği bazı sorumluluklar da var. Yeni yasada değişti mi bilmiyorum
ama bu tür aidat ve bağış dışında gelir getirici eylemlerden dolayı
vergi verilmesi gerekiyor. Buna eşantiyonlar da dahil. Ama bunlar
genelde el altından satılıp bağı diye kaydedilir. (yönetmelikte
bulamadım belki yasada geçiyordur) Eşantiyonlar saklanır falan ama
reklam ciddi bir kanıt. Biz bu durumu yaşadık. LKD'nin bunun için bir
ticari işletmesi var mı?
LKD'nin üyelerinden aidat veya bağış toplamak için çok bir çaba
sarfettiğine şahit olmadım. Yanılıyor muyum?
Bu çalışmalara biraz daha ağırlık verilmeli sanki.
Kamu Yararına Çalışan Dernek olmak çok uzak bir hayal. Bu kararı
Bakanlar Kurulu alabiliyor. Bunun için de ne kadar ciddi bir lobi
çalışması olması gerektiği, derneğin ne kadar güçlü olması gerektiği
aşikar. Uzun bir süredir bu sıfatı alabilen dernek yok diye biliyorum.
Çünkü bu sıfat gerçekten derneğin elini güçlü kılıyor ve bu yüzden de
pek verilmesi taraftarı değiller.
Herkese sevgiler, saygılar.
Özgür
_______________________________________________
Dernek mailing list
Dernek@liste.linux.org.tr
http://liste.linux.org.tr/mailman/listinfo/dernek