From: Görkem Çetin (gorkem@gorkemcetin.com)
Date: Sun 16 Jan 2005 - 03:59:23 EET
Merhaba
TÜBİDER'in e-posta listesine gelen bir e-postayı
paylaşmak istedim. Hakan Şimşir, neden bazı
kurumların (yazıda "tekel" olarak (m)imleniyor)
MEB ile bu kadar yakın işbirliğine girmemesi
gerektiğini yazmış.
İyi çalışmalar
Görkem
* * *
Bilişim Eğitimi Tek Bir Tekele Emanet Edilemez
Türkiye bilişim teknolojileri alanında son yıllarda önemli gelişmeler ve
ilerlemeler kaydediyor. Toplumun bilgi teknolojileri sahipliği,
kullanımı ve bu alanda ihtiyaç duyduğu bilgi ve eğitimi önceki yıllara
oranla daha hızlı ilerliyor. Ancak bu alanda atılacak çok adım ve
gidilecek uzun bir yol olduğunun da altını çizmekte yarar var. Türkiye,
eşdeğer ülkelerle kıyaslandığında bilgi teknolojileri alanında oldukça
geri bir noktada duruyor. Özellikle Türkiye'nin tam üyelik hedefiyle
bağlandığı AB üyeleri ya da üye adayları ile karşılaştırıldığında bu
tablo tam olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye'de kamu yönetimi bu tablonun farkında olarak ve eksikliklerin
giderilmesine yönelik yavaş ama önemli adımlar atıyor. Bunların arasında
en önemlilerinden biri Milli Eğitim Bakanlığının yürüttüğü bilgi
teknolojileri eğitimi ve bilgisayar destekli eğitim çalışmaları. Bir
yandan okulların bilgi teknoljileri alt yapısına kavuşmasına dönük
adımlar atılırken, bir yandan da öğretmenlerden başlayarak girişilen
bilgi teknolojileri eğitimi çabaları bulunmakta.
Ancak tam bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı Türkiye için son derece
tehlikeli ve gelecek için önemli riskler taşıyan bir adım attı.
Öğretmenlerin bilgisayar eğitimini yazılım alanında bir dünya tekeli
olan dünyanın bir çok ülkesinde haksız rekabet ve yasaların ihlali ile
suçlanan firmanın insafına terk etti. Öğretmenlerin bilgisayar eğitimini
Microsoft ürün eğitimine dönüştürecek olan bu adım, eğitim camiasının
Microsoft ürünleri dışında bir ürünü kullanır olmasını ve öğretmenler
başta olmak üzere milli eğitim bünyesinde yer alanların bilgi
teknoljilerini her bakımdan bilen, kullanan ve öğreten olmalarını
engelleyecektir. Kullanımları ve gelişimleri giderek yaygınlaşan,
özellikle kurumsal düzeydeki uygulamalarda microsoft ürünlerinden daha
fazla tercih edilen başta açık kaynak kodlu yazılımlar olmak üzere diğer
ürünlerin cahili insan yetiştiren bir bilgi teknoljileri eğitimine kapı
açan bu uygulama ile Türkiye'nin bilgi teknoljileri eğitim alanında
istediğini elde etmesi mümkün olmayacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Microsoft ile girdiği işbirliğinin sonucunda
Microsoft ürün eğitimi almış öğretmenler yetiştirilecektir. Zaten
programın adı da Microsoft Öğretmen Eğitim Akademisi'dir. Neden Milli
Eğitim Öğretmen Eğitim Akademisi değil anlamak mümkün değil. daha
doğrusu son derece anlaşılır biçimde Microsoft akademisi. Bu bile bunun
bir teknoloji eğitimi değil, bir ürün eğitim olduğunu gösteriyor. Bilgi
teknolojileri eğitimi için oluşturulan öğretmen portalının içerdiği
alanda var olan tüm ürünlere açık olması gerekir. Aksi durumda Bakanlık
Microsoft ürünlerinin eğitimcisi durumumuna düşerek, firmanın ticari
faaliyetlerine destek vermiş olur ki bu başlı başına kamu kurumlarının
tarafsız ve piyasa düzenleyici olma vasfına aykırıdır. Kamunun eğitim
için gerekli altyapıyı oluşturmak ve bunu yaparken ticari amaçla
kurulmuş ve üretilmiş bulunan ürün ve hizmetler karşısında eşit ve aynı
mesafede durmak temel görevidir. MEB, Microsoftla girdiği bu
işbirliğinde bu en temel ilkeyi gözardı etmiştir. Türkiye'nin milli
eğitiminden sorumlu bir bakanlığın piyasada tekel komununda bulunan bir
firmanın ürün eğitiminin yayfınlaşması için özel bir rol ve görev
üstlenmesi yanlıştır. Bu aynı zamanda kamu yönetiminin tarafsızlığını ve
objektifliğini yitirmesi anlamına da gelecektir.
Türkiye'nin bilgi teknolojilerini marka ve ürün bağımsız olarak
kullanan, geliştiren, öğrenen bir uygulamaya ve düzenlemeye ihtiyacı
vardır. Dünya ile rekabet edebilir olmanın ve bilgi teknoljilerinden
gelişkin bir endüstri ve piyasa yaratmanın yolu buradan geçmektedir. Tek
bir ürüne bağımlı, bilgi teknoljilerinin diğer ürünlerini bilmeyen,
tanımayan ve kullanamayan bir öğretmenler ve öğrenciler kuşağı esas
olarak Türkiye'nin bilgi teknoljileri alanında yapacağı atılım
bakımından ülkemizin kaybı olacaktır.
Bakanlık bu yanlış ve eksik adımını düzeltecek bir girişimi hızla
başlatmalıdır. Microsot ürünleri de dahil, başta Linux olmak üzere
uluslararası yazılım ürünlerinin öğretmen ve öğrenci eğitimlerinin yer
aldığı yeni bir uygulama başlatmalıdır. Eğer Microsoft firması Milli
Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen eğitiminin gönüllü üstlenicisi olacaksa,
bu uygulamanın içine Linux dahil uluslararası geçerlilikteki diğer
yazılım uygulamalarının eğitimini de almalıdır. MEB Microsoft firmasına
öğretmen eğitimleri için Linux dahil diğer uygulamaların eğitimininde
aynı program içine alınmasını şart koşmalıdır. Eğer uygulama bu hale
getirilmez ve bu kabul edilmez ise Microsoft'la girişilen işbirliği
protokolü iptal edilerek öğretmenlerin bilgisayar eğitimine tüm yazılım
uygulamalarına açan yeni bir düzenleme yapılmalıdır.
Hiç kimsenin ve hiç bir kurumun ülkenin geleceğini uluslararası bir
tekelin ürün ve pazarlama stratejilerine bağımlı kılmaya, eğitim
alanında bir tekel yaratmaya hakkı yoktur. Bu başta bu girişime yol
verenler dahil ülkeyi yöneten herkesin ayıbı ve kaybı olacaktır.
MEB yetkililerini bu konudaki tutumlarını değiştirmeye çağırırken,
Hükümeti de yanlışlığı ortadan kaldıracak gerekli adımları atmaya
çağırıyorum. Bu aşamada bilişim sektör örgütlenmelerine ve mensuplarına
da önemli bir görev düşüyor. Bakanlığın bu konuda uyarılması ve
düzenlemenin yeniden ve tüm ürünleri ve uygulamaları kapsayacak biçimde
düzeltilmesi istemi tüm kanallardan MEB iletilmelidir.
_______________________________________________
Dernek mailing list
Dernek@liste.linux.org.tr
http://liste.linux.org.tr/mailman/listinfo/dernek