[Gelistirici] Pardus teknolojilerindeki katarlar için öneriler

Ahmet Akmaz linukscular at gmail.com
4 Tem 2009 Cmt 07:40:55 EEST


4 Temmuz 2009 01:30 tarihinde Serdar Dalgıç <dalgic.srdr at gmail.com> yazdı:

>
>
> 2009/7/3 H. İbrahim Güngör <h.ibrahim.gungor at gmail.com>
>
>>
>> Depodaki paketlerde "library" kelimesine karşılık "kütüphane" ya da
>> "kitaplık" çevirileri yapılmış. TBD kitaplık olmalı diyor. Buna da dikkat
>> edelim.
>>
>
> +1, H. İbrahim'e katılıyorum, bütünlük önemli bence de.
>
>
> --
> - Serdar Dalgic
>
>
Bir dilin zenginliği o dilde kullanılan kelimelerin çokluğu ile belli olur.
Maalesef Türkçemizi kısırlaştırmak için bırakın okuyup yazan kültürlü
insanları sıradan insanların bile anladığı, günlük hayatta kullandığı
kelimeler atılıyor. İngilizceyi bir düşünün. İngilizcede kaç tane İngilizce
kökenli kelime bulunmaktadır. Aslında gramer açısından da kelime açısından
da kısır bir dil olmasına rağmen yoğun çaba sonucu dünya dili olarak bizlere
sunulmaktadır. Biz, neden kendimizi dar bir alana hapsetmekteyiz?

Eğer, bizim yazdıklarımızı okuyan insanlar, "library" dediğimiz zaman bunu
anlıyorsa library demeliyiz. Yok eğer "kütüphane" yazdığımız zaman onu
anlıyorsa kütüphane demeliyiz. Olmadı "kitaplık" dediğimiz zaman o
anlaşılıyorsa kitaplık demeliyiz. Yok bunların hepsi anlaşılıyorsa hepsini
de diyebiliriz. Yani kelimeleri tercih ederken insanların anlayıp
anlamayacağına bakmalıyız. "İllaki şu kelimeyi kullanalım bu kelimeyi
kullanmayalım" tartışması bence enerjiyi boşa harcamaktır.

Malum olduğu üzere dil, insanların anlaşabilmeleri için bir vasıtadır, bir
araçtır. (Burada bilerek hem vasıta hem de araç kullandım. Zira; vurgu
yapmak istersek herkesin anlamlarını bildiği aynı anlama gelen iki kelime
varsa ikisini de kullanabiliriz. Bunu örneklemek istedim.) Maksat hedefe
varmaksa hangi marka uçağa bindiğimizin bir kıymeti olabilir mi?

Sanırım dünyanın hiçbir yerinde böyle bir tartışma yoktur; en azından ben
bilmiyorum. Maalesef raydan çıkmış tiren gibiyiz ya da fırtınaya tutulmuş
bir gemi gibi ne yöne gideceğimizi şaşırıyoruz. Bu aslında kendimiz mi
olacağız yoksa birilerinin bize gösterdiği istikamette mi gideceğizin
şaşkınlığından ibarettir. Bu tür meselelerle uğraşırken asıl konudan
uzaklaştığımızın farkına bile varamıyoruz.

Pardus'la ben 2007 çıktığı sıralarda tanıştım ve o gündür bu gündür de
özellikle ofis programları beni tatmin etmemesine rağmen zevkle
kullanıyorum. Bunun en önemli sebeplerinden biri belki de en önemlisi;
Pardus'un hakikaten insanı cezbeden bir işletim sisteminin olmasının yanında
bir problem yaşadığım zaman şayet çözümü biliniyorsa anında cevap
alabilmemdir.

Pardus kullanmaya başladığım andan itibaren gördüm ki programlarla ilgili
yazılan yazılar gayet güzel ve anlaşılır olmuştur. Şahsım adına yapılan bu
tartışmayı gereksiz bile görmüyorum anlamsız buluyorum.

Bence kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verecek güçlü, kararlı bir işletim
sistemi sunun gerisi kendiliğinden gelecektir. Ve ben eminim ki Pardus ekibi
en iyisini vermek için de büyük gayret etmektedir. Aslında anlamsız bulduğum
bu tartışma bile bunun bir göstergesidir.

Ben hariçten katıldığımın farkındayım. Bunun için özür dilerim. Ancak konu
Türk olan ve Türkçe konuşan herkesi ilgilendirdiği için ben de
düşündüklerimi ifade etmek istedim.

Teşekkür ederim.

-- 
"Koku, gülün sesidir
Ve gül toprağın gülümsemesidir."
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://liste.pardus.org.tr/gelistirici/attachments/20090704/50cd917f/attachment-0002.htm>


Gelistirici mesaj listesiyle ilgili daha fazla bilgi