[linux-sohbet] Re: [linux-sohbet] acik kaynak modeli bir uretim devrimi mi? -- telif hakkı

---------

New Message Reply About this list Date view Thread view Subject view Author view

From: Deniz Akkus Kanca (deniz@arayan.com)
Date: Tue 17 Sep 2002 - 15:46:32 EEST


Nilgün Belma Bugüner yazmış:
> Selam,
>
> Bu konuyu bu listeye taşımak gerek diye düşündüm.

Cevabı ilk yazana iletebilirseniz sevinirim.

>>Eger GNU/GPL/AcikKaynak ile program uretimini, bir uretim modeli devrimi
>>olarak degerlendirirsek, sizce bunun uzun vadede diger dektorlere de
>>yayilma, ve giderek herseyin uretiminin ucuzlamasina, hatta bedavalasmasina
>>dogru bir yonelim olusturabilir mi? Ornegin:

Burada bilgisayar dünyası ile "gerçek" dünya arasında göz ardı
edilemeyecek bir farka geliyoruz.

Bilgisayar yazılımının bir adedini üretmek belli bir maliyet getirir. O
bir adet üretildikten sonra (program yazıldıktan sonra), kopyalarını
üretmek esas olarak sıfır maliyete sahiptir (artı pazarlama, dağıtım
maliyetleri).

Bir arabayı dizayn ettikten sonra o dizaynı alıp kopyalamak için hem
ciddi bir sanayi altyapısı (üretim teknolojisi) gerekir, hem de
kopyaları da ciddi bir maliyete sahiptir (işcilik, üretim tesisini
kurmanın altyapı bedeli, hammadde, pazarlama ve dağıtım).

Bu sebepten dolayı "herşeyin" üretimi bedavalaşamaz. Kağıt üretmek bin
yıldır bilinen bir teknolojidir, ama ağacı kesmek, keresteyi
hamurlaştırmak, hamuru beyazlatmak, beyaz hamuru inceltmek, kurutmak ve
kesmek gerekir. Ondan sonra da kırtasiyecinize getirmek için bir altyapı
vardır. FTP'den indiremezsiniz.

>>-Kitap, muzik, siir, gibi, dijital olarak iletilebilen her tur yaygin sanat
>>dali, AcikKaynak mantigi ile uretilebilir mi?

Burada telif hakkına karşı oluşan bir düşmanlık görüyorum. Esas olarak
GPL ve benzer lisanslar telif hakkının artık günümüzde geçerliği
kalmamış uygulamalarına karşı duyulan bir tepkiyi içerseler de, bunun
bir ifrattan doğan tefrit olduğunu anlamak gerekir.

Telif hakkı sanatçıyı korumak için icad edilmiştir. Kötü bir şey
değildir. Telif hakkı uygulaması aslında hem tüketiciyi, hem de
üreticiyi koruyan bir sistem idi.

Telif hakkı/patent ile ilgili problem, belli bir teknolojik düzeyi
varsaymasıdır -- kopyalamanın mümkün, fakat ancak belli merkezlerde
yapılabildiği ve fiziksel kopyanın da bir maliyeti olduğu bir düzey. Bu
teknolojik düzeyde, tüketici, orjinalin maliyetinin küçük bir parçasını
ödeyerek bir kopyaya sahip olur. Üretici (yazar, sanatçı, patent
sahibi), kopyalardan kopya başına bir ücret alarak geçimini temin eder.
Arada, kopyalama işi ile uğraşan ve bundan kar eden bir katman vardır
(yayınevleri, kitap dağıtım şirketleri, kitapçılar vs.) Kopyalamak
fiziken zor olduğu için herkes yapmaz, yapanları kanun gücü ile kontrol
altında tutarsınız.

Zaman içerisinde herşey gibi, bu da yolundan çıktı. Örneğin dijital
ortamda kopyalama maliyetleri düştü. Buna göre, dijital ortamda
yayınlanan bir eserin, fiziksel ortama göre daha düşük fiyatta olmasını
beklersiniz. Aksine, dijital ortamda, gerçek ortamda alıştığımız
fiyatları uygulamaya kalkıştılar. E-book fiyatlarına bakın, normal kitap
fiyatları ile eş seviyede olduğunu göreceksiniz. Bu, tüketicide belli
bir tepki oluşturuyor ve korsanlara/korsanlığa sıcak bakılmasını getiriyor.

Başka bir problem, kopyalamanın fiziken zor olmaktan çıkması.
Dolayısıyla bir dizi, ve tüketici olarak bize sürekli tekrarlanan
yaptırımlarla karşı karşıyayız. Bir kitabı kaç defa okuduğuna kimse
karışmazken, dijital kopya hiç bozulmadığı için kaç defa erişim olduğuna
dışarıdan ek bir müdahale getirmeye çalışıyorlar. Halbuki kütüphaneler
de yayınevlerinin karşı olması gereken kurumlar olmalarına karşın, bir
kitabın bir kaç yüz defa okunduktan sonra eskimesi ve kütüphaneye
fiziken gitmenin zorluğu, yayınevlerinin kütüphanelere ses çıkarmamasını
getiriyor. Dijital bir kütüphane aynı değil, çünkü yayınevinin bütün
katma değerini sağlayabiliyorsunuz. (kopyalayabilme, eskimemiş kopya
sağlayabilme vs.)

Uzun lafın kısası, telif hakkından başka bir uygulamaya geçmek veya
telif hakkı uygulamasının yöntemini değiştirmek ve aradaki aracıları yok
etmek gerekli. Bunun henüz doğal, uygulanabilir bir çözümü yok.

Telif hakkı olmadan sanat vardı -- ya doğuştan zengin olanlar tarafından
yapılabiliyordu, ya da zengin birisinin koruması altında. Bu da çok iyi
bir çözüm değil. Telif hakkı sanatçılığı ve sanatı herkesin
ulaşabileceği maliyete indirmişti.

GPL, telif hakkı ile ilgili yaptırımın artık tamamen suni ve
uygulanabilirlikten uzak olduğunu fark eden bir lisans. Dolayısıyla
telif hakkı için bir para istemiyor. Fakat salt orjinal eser üreterek
yaşamak isteyecek birisinin nasıl hayatını idame ettireceğine de bir
cevap getirmiyor.

Telif hakkına savaş açmadan önce, telif haksız bir dünyada bir roman
yazabilmek için doğuştan zengin olmak, bir zenginin istediği romanı
yazmak veya başka bir işte çalışıp boş vakitlerinde roman yazmak
gerekeceğini unutmamak gerekli. Bu söylediklerim birebir programcılık
için de geçerlidir.

>>-Acik kaynak veya GPL mantigi, giderek daha endustriyel fikri mulkiyet
>>urunlerine

Endüstriyel üretim salt tasarım sonucu ortaya çıkmıyor. "Herkes sakız
çiğner ama Ayşe Hanım gibi şaklatamaz". Kaliteli ve tutarlı endüstriyel
üretim yapabilmek başlı başına bir maliyet ve bilgi unsuru. Bunlarda
"kopyalama maliyeti" çok yüksek. Üstelik, kopyalamasını (üretmesini)
bilmediğiniz bir ürünü tasarlamak neredeyse mümkün değil.

Esen kalın,
Deniz


New Message Reply About this list Date view Thread view Subject view Author view

---------

Bu arsiv hypermail 2b29 tarafindan uretilmistir.