Bunlardan okuyucularım ve OEM kanalından gelen bazı örnek
mesajları, ticari ilişkilerinde bir sorun oluşmaması
için isimsiz olarak yayınlayacağım.
İlk tepki Microsoft Türkiye Genel Müdürü Sayın Süreyya Ciliv’den
geldi.
Sayın Ciliv, 23 Haziran 1998 tarihinde telefon ile yazının yanlış
anlaşıldığını ve benim yazımda kişiselleşme eğilimi
gördüğünü belirterek benimle görüşme talebinde bulundu.
Bunun üzerine BT/haber Sayı-173 ve BT/haber Sayı-174’te köşe
yazılarıma devam etmedim. 02 Temmuz 1998
tarihinde Sayın Ciliv ziyaretime geldi, ancak BT/haber’in 174’üncü
sayısı o esnada yayına hazırlandığı için
maalesef bu sayıda sizlere bilgi verebiliyorum.
Sayın Ciliv, BT/haber 172. sayıda belirttiğim "Kıt kaynaklı ülkede
doğmuş, bu topraklarda benim de mensubu
olduğum lisede sağlanan çok özel olanaklarla eğitilmiş bir
insansınız, sizin de en az benim kadar bunları
düşündüğünüze eminim" tümcesi ile müstehzi bir tavırla tenkit
ettiğimi ve buna üzüldüğünü belirtti.
En büyük inancım bu ülkede herkesin ama herkesin en az benim kadar
şerefli ve vatanperver olduğudur.
Yukarıda 172. sayıda yayınlanan tümce kesinlikle inanarak
yazılmıştır ve müstehzi bir tavır taşımamaktadır.
Okuyucu tepkileri
1- Bir okuyucum yazıyor:
Sevgili Siyami,
BT/haber’deki Microsoft Türkiye Genel Müdürü’ne verdiğin cevabı
büyük bir heyecanla okudum. Yazdıklarının
tamamına katılıyorum. Tüm üzüntüm bu tip kuruluşların bu derece
şımarmasına az da olsa katkımız olmasıdır. Bu
vesile ile seninle temas etme fırsatı buldum.
Sevgiler, başarılar.
S.Ç: Evet, daha önce başka kuruluşları da şımartmadık mı? Gel bu
konudaki tecrübelerimizi gerek genç
arkadaşlarımıza gerekse sektöre duyuralım. Tarih tekerrür etmesin.
2- Bir diğeri;
Saygıdeğer Siyami Bey,
BT/haber’deki yazılarınızı Ekim 97’den beri severek takip ediyorum.
Türkiye’deki Sokak Çocuğu adaylarından biri
olarak Ağustos 97’den beri de Linux öğrenmeye çalışıyor ve Turkuaz
çalışmalarına katılıyorum. Gazi Üniversitesi
Bilgisayar Eğitimi Bölümü 4. sınıfta okuyorum. Bir Internet servis
sağlayıcıda helpdesk’lik yapıyorum.
ISS’de NT kullanılmasına rağmen çaba göstererek bazı
servisleri Linux’a taşımayı başardık.
Artık bizim ISS’de Linux kullanılıyor ve propagandası
yapılıyor. Daha o kadar çok Sokak
Çocuğu adayı var ki. Ana sayfamıza koyduğumuz reklamlardan
sonra insanlardan Linux
nedir? Nasıl yüklenir? gibi pek çok soru
aldık.
Son yazınızı okuduğumda inanın kimi zaman gözlerim dolu dolu oldu,
kimi zaman da gülmekten yere yıkıldım. Bir
ISS’nin helpdesk’lerinden biri olarak yaptığınız tespitleri gözümün
önüne getirdim ve Türkiye’de daha Internet’in ve
bilgisayarın ne kadar gelişmesi gerektiğini bir kez daha gördüm.
Hepimizin yapması gereken çok işler var. Çok
çalışmamız lazım değilse evinde bilgisayarı olan ama daha
üzerindeki çift tıklı işletim sistemini dahi çözememiş bir
toplumun bireyleri oluruz ki o zaman ne Microsoft’un esiri olmaktan
kurtulabiliriz ne de bilgisayar yazarı olabiliriz.
Hep birlikte bari Türkiye’nin bu alanda geri kalmışlığından
kurtulmak için çalışan ve çalışmaya aday o kadar çok
Sokak Çocuğu var ki herbiriyle ayrı ayrı gurur duyuyorum.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
S.Ç: Ben de eminim daha birçok Sokak Çocuğu var.
3- Bir OEM danışmanı arkadaşımın ve birçok telefon ile bana ulaşan
arkadaşlarımın sorusu tek, "....siz
kendinize düşen payınızı en güzel biçimde yapıyorsunuz. Fakat
bizler ne yapabiliriz?"
Tüm bu arkadaşlarıma telefon ile elden gelen cevabı vermeye
çalıştım.
Microsoft’un OEM’lerine bana yazdığı mektubu incelerken bu konuda
neler yapabileceğini derinlemesine
incelemeye çalışacağım.
4- Bir okuyucum diyor ki;
Siyami Bey,
Sizi ne kadar takdir etsek azdır. Biz diyorum, bu bize tüm BT
sektörü çalışanları dahil ama ben kendi adıma
konuşmayı tercih edeceğim. Elime geçen BT/haber’deki köşe yazınızı
okuyunca hayal gücünüzün sınır
tanımamazlığı beni dumura uğrattı... Aslında önemli olan yazdığınız
yazı değil.
Önemli olan sizin bu yazıyı aynı sektörde çalıştığınız binlerce
insanın eline geçen bir gazetede böyle büyük bir
rahatlık, yüzsüzlük ve terbiyesizlik içinde yazabilmiş ve bu kadar
insanı enayi yerine koyabilmiş olmanızdır. Asıl olan
bu metnin aslına olan saygısızlığınızdır. Aslında bizleri enayi
yerine koymadığınıza eminim. Yaşınıza hürmeten daha
fazlasına terbiyem izin vermiyor ama sizin sektördeki kendini
birşey zanneden züppe yöneticilerden biri olmanızı
çok isterdim. Böylece hakettiğiniz sözleri alabilirdiniz. Bir
sonraki yazınızı merakla bekliyorum.
Saygılarımla.
S.Ç: Anladığım kadarıyla okuyucum BT/haber Sayı 172’de yayınlanan
aşağıdaki paragrafıma sinirlenmiş.
"Türkiye’de çok hukukluluğu özellikle İslam Hukuku’nu isteyenler,
ne dersiniz çocuğunuz trafik kazasında bir kişinin
ölümüne yol açınca İslami düzenle yönetilen ülkelerin bu hukukunu
kullanalım mı?
Örnek senaryo: Oğlunuz bir kişiyi trafik kazasında öldürdü. Ölen
kişinin ailesi tazminat kabul etmez ise oğlunuzun
başının alınmasını ister misiniz?
Allah hepimizi ve sizleri de bu tür hukuktan korusun. Amin
dediğinize eminim."
Sayın okuyucum yaşıma saygı göstermese idi neler diyeceğini pek
tahmin edemiyorum, ancak bir iki küçük sorum
var.
a.Sayın okuyucum, hiç böyle bir hukukla yaşanan ülkede bulundunuz
mu?
b.Teşbihte hata olmaz kusura bakmayın ama siz araba ile o
ülkelerde ezilirseniz üzülmeyin.
İsminizden anladığım kadarıyla hanım olduğunuz için sizin
canınız önemli değil, idam cezası
verilmiyor sizi öldüren şoför kan parası ile kurtuluyor.
c.Metnin aslına olan saygısızlığa gelince, onun kararını vermek
sadece ve sadece metnin sahibine
mahsustur. Size veya herhangi bir faniye vekalet
verilemeyeceğini siz de en az benim kadar biliyor
olmalısınız.
d."...sektördeki kendini birşey zanneden züppe yöneticiler..." ne
olur bir örnek verin bana, çok
merak ettim o züppeleri.
e.Bir sonraki yazımı merakla beklemenize teşekkürler. İki hafta
beklettim, kusura bakmayın. İlgi ve
tepkilerinize en içten teşekkürlerimle.
bthaber@interpro.com.tr SOKAK ÇOCUĞU
M. Siyami Kahyaoğlu- siyami@sbt.com.tr
Linux International
Yönetim Kurulu Üyesi
Tepkiler